Tartışma:27 Mayıs Darbesi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
[değiştir] Tarafsızlık
- Ansiklopedik bilgi olması açısından tarafsızlığa aykırı yazıları çıkarttım,yeniden düzenledim.Volki16 18:43, 20 Ocak 2008 (UTC)
- Merhabalar. Tarafsızlık farklı kutupların görüşlerinin eklenmesi ile sağlanabilir bence. Maddenin eski halini silip Cumhuriyet gazetesindeki yazı dizisini eklemek ne kadar tarafsız tartışılır. Bu nedenle çıkarılan kısmı yeniden ekledim. İyi çalışmalar. --Abuk SABUK 19:00, 20 Ocak 2008 (UTC)
- Öncelikle şunu söyleyeyim eklediğim bölüm Cumhuriyet Gaztesi'nden bir yazı dizisinden alınmamıştır.Gazete'nin 2003 yılında verdiği "Cumhuriyet'in Seksen Yılı" adlı ansiklopediden yararlanılmıştır,aynen alıntı da söz konusu değildir.Bu eserden sadece tarihler ve olaylar anlamında yararlanılmıştır.Yazdığım kısımda tarafsızlığa aykırı bir hava yoktur.Ayrıca Can Dündar'ın İsmet Paşa ve Karaoğlan adlı kitaplarından Cüneyt Arcayürek'in Çankaya adlı kitabından da yararlanılmıştır.Volki16 11:28, 21 Ocak 2008 (UTC)
- Bu makale wikipedia ruhuna uymayan ideolojik bir yazidir.27 mayis 1960 ihtilal degil darbedir hemde darbelerin en kanlisi.Generallerin gözetiminde,savunma hakki bile verilmeden göstermelik bir yargi ile,Basbakan ve iki bakanini ipe gönderen kanli eylem nasil ihtilal olur.Ihtilal halkinda istirak ettigi toplumsal bir degisimdir.
[değiştir] "İhtilal" ve "Darbe"
- Maddeye katkıda bulunan arkadaşlar..Burada amacımız insanlara objektif bir biçimde olayı vermek..Darbe kelimesi ihtilalleri gayrımeşru olarak görenlerce kullanılmış bir kelimedir.Bu sebeple başlık içinde hem tarafsızlığın temini,hem de bilimsel bir metodun yansımalarını gösterebilmek adına "darbe" yerine "ihtilal" demeye özen gösterelim.Volki16 11:37, 21 Ocak 2008 (UTC)
Darbe dünyanın her yerinde darbedir. Eğer demokratik seçimlerle işbaşına gelen ve henüz bir sonraki seçim tarihi gelmemiş olan bir hükümete karşı silah kullanıp meşru hükümeti devirirseniz, yani "millet iradesine karşı silah çekerseniz" darbe yapmış olursunuz. Darbe yapıp bunu sevimli göstermek isteyenler adına "ihtilal" deseler bile. Örnek: Fransız İhtilali, meşruiyeti halk oyu ile tescil edilmemiş olan Krallığa karşı yapılmıştı. İşbaşındaki hükümeti beğenmeyenler, demokratik ortamda, tarihi Anayasa'da belirtilmiş olan bir sonraki seçime kadar sabretmek zorundalar.
[değiştir] Deniz Baykal
Deniz Baykal'ın bu maddeyle ilgisi son derece zayıf. Neredeyse yok gibi. İlgi sadece söylenti düzeyinde. Bu durum zaten maddede de kabul edilmiş. Söz edilen kişinin Vedat Dalokay da olabileceği de belirtilmiş. Deniz Baykal'ın maddeyle ilgisi bu kadar zayıf olduğu ve sadece söylenti düzeyinde kaldığı halde maddeye resminin yerleştirilmesi bir zorlama görünüşü arzediyor. Sanki Deniz Baykal'ın propagandası yapılırmış gibi. Amaç bu olmasa da bu görüntü mevcut. Bence Deniz Baykal'ın Menderes'in yakasına yapıştığı kaynaklarla kanıtlanamazsa bu söylentinin tamamen maddeden çıkartılması gerekir. Vikipedi'de rivayetlere yer veremeyiz. Bu söylenti kanıtlanabilse bile bence Deniz Baykal'ın resminin maddeye konması bir zorlama niteliği taşıyor çünkü neresinden baksanız o sırada 22 yaşında olan Deniz Baykal'ın 27 Mayıs İhtilali'ne olan etkisi ihmal edilebilir düzeyde. İyi çalışmalar. ---Vikiyazar 20:24, 21 Ocak 2008 (UTC)
- Bu fikre ben de katılıyorum. Volki16 09:58, 22 Ocak 2008 (UTC)
- Ayrıca Deniz Baykal 2001 yılında Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes'e bir ziyarette bulunmuş ve 555K eyleminde babasının yakasına yapışanın kendisi olmadığını söylemiştir.Bu olay 2001 yılında "Hürriyet Gazete"sinde yer almıştı,eğer bulabilirsem link yada tarihi tam olarak vereceğim.Yanılmıyorsam haberin başlığı "Kırk yıllık yanlışı tekzip ziyareti" idi.Volki16 10:11, 22 Ocak 2008 (UTC)
[değiştir] Cemal Gürsel
- Arkadaşlar ,Cemal Gürsel,Milli Birlik Komitesi Başkanlığı sırasında askeri üniforma ile görev yapmıştır,müdahalenin askeri yönünü vurgulamak ve bu gerçeğin altını çizmek açısından maddeye Gürsel'in Orgeneral üniformalı resmini koymuştum ancak bunun kaldırıldığını gördüm,bu konuda tüm arkadaşları dikkatli olmaya davet ediyorum.Gürsel cumhurbaşkanı seçildiği 1961 Ekim ayı sonrası üniformadan sıyrılmıştır,ondan önceki dönemde üniformalıdır.Ayrıca sivil kıyafetli resmin altına Or.rütbesini de yazmak oldukça saçma.Volki16 09:58, 22 Ocak 2008 (UTC)
[değiştir] DEHŞET GÜNÜ
27 mayısa bir dehşet günü olarak bakılabilir.Bir insan ne yapmışsa yapsın öldürülmeyi hak etmiyordur.Zaten Adnan menderes,Fatin Rüştü Zorlu,Hasan Polatkanın idam kararlarını alanlarında sonlarının pek iyi olmadığını görüyoruz.Demokrasi demokrasi diye etrafta gezinenlerin demokrasi anlıyışı haksız yere idam etmek mi? Bu idamlara göz yumanlar şimdi sokaklarda demokrasi demokrasi diye bağırmasınlar hiç inandırıcı olmuyorlar.
[değiştir] Maddenin adı neden İhtilal?
12 Eylül darbeyken 27 Mayıs'ın ihtilal olması yanlış. Hangisi kullanım yaygın olursa olsun, 27 Mayıs bir darbedir, 12 Eylül'den daha meşru değildir. Senin darben benim darbem ayrımı yapılmamalı, ikisi de millet iradesine karşı yapılmıştır, sonuçları ne olursa olsun. 27 Mayıs İhtilali 'nin kullanımının 27 Mayıs Darbesi 'nden daha yaygın olduğu doğrudur, fakat bence bu, maddenin ihtilal olarak adlandırılması için yeterli bir sebep değil. Başka pek çok madde de, bu bir ansiklopedi olduğu için yaygın olarak kullanılanlar yerine pek yaygın olmayan başlıklara sahip. Önemli olan başlığın yaygın değil, doğru olması. Sonuç olarak maddenin adının 27 Mayıs darbesi olarak değiştirilmesini öneriyorum.--Cfsenel 19:12, 7 Mayıs 2008 (UTC)
- Evet adi kesinlikle "darbe" olmali. Bu vakaya ihtilal denmesinin sebebi darbecilerin olayi, "diktatörlesmis iktidara karsi halkin ayaklanisi" olarak gösterme cabasindan kaynaklanmaktadir. Sonraki secimlerde zaten DP'nin devami olan AP iktidara gelmistir ve bunun bir halk hareketi olmadigi anlasilmistir. 12 Eylül daha cok halk destegine sahip bir harekkettir ama darbenin adi her yerde darbedir.
--Ruzgarmesaj 18:00, 10 Mayıs 2008 (UTC)
- Bir ansiklopedi maddesinde bu tarz başlıklara darbe diye yazılmaz.Askeri müdahale şeklinde değiştirilebilir."27 Mayıs Askeri müdahalesi" ve "12 Eylül Askeri müdahalesi"Halkçı 11:05, 11 Mayıs 2008 (UTC)
[değiştir] İsim değişkliği
TDK'nın tanımına daha uygun olduğu gerekçesiyle isim "darbe" olarak değiştiridldi, "ihtilal" parantez içersinde eklendi. Cat msj 05:50, 27 Mayıs 2008 (UTC)
[değiştir] Taraflı ?
Şablonu kim koydu bilmiyorum ama maddenin taraflı olduğunu düşünmüyorum, birde kaynakları yeterli seçkin madde seçmiyoruz ? Kaynakça olarak linklerin yanında kitaplar verilmiş. Eğer yine kaynak istenirse kaynak belirt şablonu koyarsanız sevinirim.. Birde Deniz Baykal ile ilgili kısım çok tartışılan bir kısımdır. O muydu değilmiydi.. Oğlunun açıklamasına göre de yazamayaız başkasının açıklamasına görede varolan bilgiyi ekleriz o kadar.. Yazdığımız bazı şeyler rivayete dayalıdır ama yazmakta sakınca yoktur.. --Boyalikus 06:43, 27 Mayıs 2008 (UTC)
- Seçkin değil ama bu haliyle kaliteli madde olabilir bence.--Martianmister 12:39, 27 Mayıs 2008 (UTC)
Merhaba Rüzgar CHP propagandası olarak gördüğün kısımlar neresi ? Üslupta bir hata olabilir ama taraflı da değil gibi geliyor.Anasayfaya çıkmayacak kadar kötü değil, gün itibariyle --Boyalikus 18:25, 27 Mayıs 2008 (UTC)
Muhalefetin oy miktarı DP'yi geride bırakıyordu. Demokrat Parti azınlığın iktidarı konumundaydı.Seçimlerden sonra siyasi ortamdaki gerginlik hızını arttırarak sürdü. CHP yurt çapında destek görmeye başlamıştı. Bu cümle taraflidir cünkü bizimki gibi Kita Avrupasi demokrasilerinde bir partinin iktidar olmasi icin illa %51 oy veya üzeri almasi gerekmez. Böyle bir sistem ABD'de var ancak bizde yok. Ayrica DP'ye oy vermeyen herkesi CHP'li görmek bugüne kadar süren tipik bir CHP söylemidir. Bu cümlede CHP'nin bu söylemi desteklenmis.
Genel olarak maddede "diktatörlesen hükümete karsi askerin hakli müdahalesi" havasi var. Merkez sag kesimin görüsüne yer verilmemis. Merkez sag partiler veya o zamanki DP bu ihtilali, "otoritesini kaybeden kemalist elitin, acimasiz ve askeri disiplini hice sayan müdahelesi" olarak yorumlar. Ayrica "ögrenciler DP aleyhinde gösteri yapti" gibi ifadeler genel olarak merkez sag partiler tarafindan kabul edilmez cünkü ögrencilerin, kemalist elite mensup rektörler araciligiyla kiskirtildigina ve bunlarin bu elit kesim tarafindan yönlendirildigine inanirlar. Bu tür hareketlerin, darbeyi yapanlar tarafindan planlanip, "DP'ye karsi, durdurulumaz bir halk hareketi var; asker kan dökülmemesi icin harekete gecti" diyerek darbeyi hakli göstermek icin yapildigi da merkez sag partiler tarafindan iddia edilmektedir.
Basinin sansürlenmesi olayi da sadece DP iktidarina has bir olay degil CHP döneminde cok sikca basvurulan bir yöntem olup darbeciler tarafindan da uygulanmistir.
"Müdahalenin nedenleri" basligi altinda yukarida saydigim nedenlerden hic birisi yer almamakta, sadece darbeyi yapanlarin görüsüne, ve kanitlanamamis yaygin bir teori olan "DP, SSCB ile iliski kuracakti onun icin darbe oldu" görüsüne yer vermektedir.
Darbe sonucunda merkez sag partilerin oyunun azalmadigi ve DP'nin devami olan AP'nin iktidara geldigi de madde de belirtilmemektedir.
DP iktidarinin diktatörlesmeye calistigi bir gercektir ancak darbeyi yapanlarin da bu darbeyi demokrasi icin yaptigi söylenemez; bu madde bir tarafi iyi gösterip onun görüslerine yer verirken diger tarafin görüslerine yer vermemektedir.
--Ruzgarmesaj 21:12, 27 Mayıs 2008 (UTC)
Ama biz partilerin ideolojilerine göre madde yazmıyoruz ki? Evet CHP halkın desteğini aldı. Öğrencilerde gösteri yaptı. DP'liler ve yandaşları, ister kabul etsin isterse etmesinler...DP'nin sağ bir parti olarak gösteriyi kabul edip etmemesine göre mi davranacağız ? Basın sansürleme olayının CHP döneminde hangi boyutta olduğunu bilmiyorum ama DP döneminde ne halde olduğunu biliyorum.. DP'nin SSCB ile antlaşmalar yaptığı hatta Türkeş'in üst düzey bir ABD generalinden (eğer yanlış anımsamıyorsam) mektup aldığı gibi durumlarda mevcut, eğer askeri haklı gösteren bir taraf varsa düzenlerim, dikkatimden kaçmış ben genel olarak incelemiştim, detaylarıyla ilgilenmedim açıkçası..DP devamı AP koalisyon hükümetinden bahsedelim ama AP'nin tek başına iktidara gelmesi gibi bahsetmeyelim... Hiçbir geçerli, kayda değer kaynak zaten bu darbeyi meşru ve halkın refahını, savunmasını vs. düşünen bir darbe olarak görmez ama bence darbeyi hazırlayan süreç çok taraflı değildir, DP'nin diktatörleşmesi de yalan değildir.. Eksiklikleri ekleyip, maddeyi tekrar inceleyeceğim gerekli düzeltmeleri sizinde düşüncelerinizi ekleyerek tekrar yaparız Ruzgar...--Boyalikus 18:50, 28 Mayıs 2008 (UTC)
- Aslinda Vikipedi'de bir cok böyle madde var, benim bu kadar tepki vermemin sebebi böyle bir maddenin ana sayfada bulunmasi. Bir kisi ana sayfada bu maddeyi görüp icerigine baktigi zaman Vikipedi hakkinda yanlis kanilara sahip olabilir. Biraz asiri tepki vermis olabilirim ama yani dedigim nedenden kaynaklaniyor.
- Iyi calismalar --Ruzgarmesaj 22:46, 30 Mayıs 2008 (UTC)
[değiştir] 27 MAYIS,"İhtilal"dir..Olmazsa "müdahale" diyelim
- Anlaşılan başlıkta yazan ihtilal kelimesi birilerinin kanına dokunmuş.Bana göre 27 Mayıs darbe değil ihtilaldir.Darbe şekilnde yazılan bu başlık taraflıdır.Değiştirilmesini talep ediyorum.Herkesin üzerinde uzlaşabileceği "müdahale" kelimesini darbe ve ihtilal kelimelerinin yerine kullanalım.Yani başlık:"27 Mayıs müdahalesi" olsun! Halkçı 18:34, 28 Mayıs 2008 (UTC)
Bakın bu konuda çok açık tek bir şey söyleyeceğim.. "DARBE" ve "İHTİLAL" kavramları birbirinden apayrıdır ve karıştırılmaması gerekir. DARBE:Bir ülkede bazı baskı organlarını kullanarak hükümeti istifaya zorlama ya da devirme işidir. İHTİLAL ise: Bir ülkede sosyal, ekonomik vb. birçok değeri değiştirmek için özellikle halk tarafından yapılan işlemdir. 27 Mayıs'da geçen bu hadiseyi halk yapmadı. Ayrıca Ekim Devrimi derken ihtilalden bahsetmiş olunur. Arasında büyük fark var.. Yani sadece birini halk yapar. iyi çalışmalar. --Boyalikus 18:56, 28 Mayıs 2008 (UTC)
-
- Taraflısınız ben burasının tarafsız olmasını istiyorum gelini ne darbe diyelim ne de ihtilal müdahale diyelim herkes mutlu olsun.Başlığın darbe şeklinde yazılması taraflıdır.Hiçbir ansiklopedide 27 Mayıs darbesi diye bir başlık yok.Hepsi müdahale demişler ya da ihtilal demişlerdir.27 Mayıs darbe ise 14 Mayıs 1950'de bana göre darbedir hem de karşı darbedir.Şimdi ben de gidip Demokrat Parti sayfasına böyle bir şey yazasam olur mu olmaz.o yüzden bu hatadan dönün lütfen.Buranın tek sorumlusu siz değilsiniz.Burası sizin babanızın çiftliği değildir! Halkçı 08:15, 29 Mayıs 2008 (UTC)
- İhtilal bana göre türkçede hem coup (darbe) hem de revolution (devrim) karşılığı olarak kullanılan bir kelime. Aynı şekilde 12 Eylül 1980'deki askeri darbe içinde kullanılıyor.--Martianmister 10:07, 29 Mayıs 2008 (UTC)
-
-
- Bir ansiklopedi olayı siyasallaştırarak bir askeri müdahaleyi "darbe" şeklinde yazarsa taraflıdır,amacı bilgi vermek değil fikir yaymaktır.Sadece belirli bir görüşün yanını tutmaktadır.Şimdi 27 Mayıs'a darbe diyenler zaten taraf,ama buna göz yumanlar da ben ve benim gibilerin sözlerine kulak asmadıkları için 27 Mayıs muhaliflerinin kollayıcılığını yapmaktadırlar.Kelime oyunlarına gerek yok.Madem ki burası bir ansikopedi bu da bir ansiklopedi maddesi öyleyse gereğini yapın ve bu başlığı tarafsızlaştırın.Ne "darbe" ne de "ihtilal" müdahale diyelim tamamen tarafsız bir başlık olsun!Halkçı 12:40, 29 Mayıs 2008 (UTC)
-
-
-
-
- Bence verimsiz bir tartışma yapmanın anlamı yok.. Bende konuşma dilinde tartışmalarda ihtilal yazabiliyorum çeşitli şeylerden etkilenip.. Terimin anlamı belli malesef. Eğer 12 Eylül için kullanılıyorsa o da yanlış diye düşünüyorum.Asıl İhtilal yazarsanız başlığa siyasallaşmış olur... Neyin müdahalesidir bu ? Askerin müdahalesi.. Peki asker müdahalesine hem Hukuk sözlükleri hem normal sözlükler ne derler? DARBE. Ayrıca Halkçı sözlerinize dikkat edin ben sorumluluk bana ait demedim,VP:KSY kelimelerinizi özenli seçin. İyi çalışmalar...--Boyalikus 23:18, 29 Mayıs 2008 (UTC)
-
-
-
-
-
-
- Ansiklopedi maddesi yazıyorsunuz bunu unutmayın.Hiçbir ansiklopedide bu konu,veya 12 Eylül darbe diye yazılmamıştır.Ama burada her iki konudada yanlışlık yapılıyor.sözlerim 12 Eylül için de geçerlidir.Bu şekilde yazılması siyasidir.Kendi görüşlerinizi burada tüm Türkiye'ye hakim kılmak istiyorsunuz.Türkiye'de 27 Mayıs'ın darbe değil ihtilal olduğunu savunan bir kesim var.Ben de onlardanım.Bir kesim daha var onlar darbe olduğunu söylüyor,bu olabilir.İşte ben diyorum ki mademki burası bir ansiklopedi iki tarafa da eşit mesafede bir başlık olsun.Başlığın adı "27 Mayıs Müdahalesi" olsun.Niçin bunu kabul etmiyorsunuz da illa ki kendi düşünceleriniz doğrultusunda bir ismi bu başlık için dayatıyorsunuz??Bundaki amacınız nedir??Hangi amaçla 27 Mayıs'ı darbe olarak bir ansiklopediye yazıyorsunuz??İkinci bir hususta şudur:Burada ben veya birçok arkadaşım değil bir başlığın adını değiştirmek başlık içinde ufack bir değişiklik yaptığımızda kıyamet kopuyor.Adminler derhal uyarıyor hatta banlananları biliyorum.Ancak birisi gelip çok hassas bir konunun başlığını değiştiriyor ama adminlerin hiç sesi çıkmıyor.Böyle bir değişiklik önce tartışma sayfasında tartışılmalıyodı.En azından biz değişiklik yapınca bize böyle deniyor.Ama görüyorum ki çifte standart uygulanıyor.Bir defa daha 27 Mayıs ve 12 Eylül'ün darbe veya ihtilal olarak değil "müdahale" olarak yazılmasını talep ediyorum! Halkçı 10:57, 30 Mayıs 2008 (UTC)
-
-
-
Madde ismiyle oynayarak siz dayatmacılık yapmış oluyorsunuz. 12 Eylül Darbesi birçok ansiklopedide yazılmıştır.. Suçlayıcı ifadelerden kaçınmanızı önermiştim israr ediyorsunuz.. Genel olarak herkesi suçluyorsunuz siz. Ben ilk mesajımda düşüncemi yazdım, benden sonra yazdığınız not itham içeriyordu. Lütfen tekrar etmeyin. İhtilal ve Darbe'yi incelemenizi öneriyorum..--Boyalikus 18:18, 30 Mayıs 2008 (UTC)
Ek:Bu bir askeri darbe olduğuna göre hatta madde adı 27 Mayıs Askeri Darbesi olmalı... Akseri müdahale diyelim diyorsunuz. Bu çok genel bir tanım, Kuzey Irak'a Askeri Müdahale derseniz bir anlamı olur, ama 27 Mayıs müdahalesi derseniz 27 mayıs askerlerini kayırır bir anlam çıkıyor, amaç buysa evet. Çünkü bu bir müdahale değildi genel anlamıyla. Asker gücünü kullanıp hükümeti devirdi... Ayrıca madde isimleri konusunda tartışmalar yapılır ve dileyen kişi tartışma sonuçlarına göre madde ismini değiştirir, sizin admin dediğiniz hizmetlilerin bunu engelleme gibi bir durumları yok. Ancak , eğer madde adları ortak bir düşünce oluşmamışken sizin yaptığınız gibi değiştirilirse yoğun değişiklik savaşı nedeniyle hizmetliler müdahale eder. Sizin bu konuda sunduğunuz bir delil yok ama ben terimlerin hangi amaçlarla kullanıldığını iletiyorum. İşte bakın: Devletin askeri kurumlarına mensup kişi veya kişilerin ani olarak anayasal olmayan yollarla hükümeti devirme ve iktidarı ele geçirme amacıyla yaptıkları hareket; kısaca darbe(coup d'état). Sistemi kökten bir değişime tabi tutmadığı gibi geniş halk kitleleri tarafından da gerçekleştirilmez, bu yönüyle de devrimden ayrılır. Ayrıca Devrim maddemiz diyor ki:coup d’etat ile devrim karıştırılmamalıdır. Ve bu maddeler içerisinde de 12 Eylül ve 27 Mayıs "darbe" olarak nitelendirilmiş. Birçok kaynakta da darbedir. "Askeri müdahale" ise düpedüz hafifletme, başka yöne çevirme, başka şekle sokmaktır. iyi çalışmalar. --Boyalikus 18:44, 30 Mayıs 2008 (UTC)
- Boyalikus'un konuyla ilgili söylediklerini çok net ve doğru buluyorum. "Askeri müdahale" terimini kullanarak olayın önemini ve etkisini hafifletmeye çalışıldığına ise kesinlikle katılıyorum. Bu tarz yaklaşımı örneğin katliam maddelerinde de görüyoruz. "Katliam" sözcüğü ağır geldiği için "olaylar" kelimesi kullanılıyor mesela. --60.240.112.112 09:34, 31 Mayıs 2008 (UTC)
- Boyalikus ve üstteki anonim kullanıcıya tamamen katılıyor ve destekliyorum. Levent Abi
ileti 09:46, 31 Mayıs 2008 (UTC)
- Hepinize kocaman bir bravo.Görüyorum ki Adnan Menderes'in 1958'de Manisa'da kurduğu "Vatan Cephesi" hala yok edilememiş.Devrim karşıtları bütün interneti ele geçirmişler.Benim değişikliğim olmuyor ama sizinkisi oluyor.Müdahale demek olmuyor ama darbe demek oluyor.Sizleri alkışlıyorum.Siz yakında "Cumhuriyet'in İlanı" maddesini de değiştirerek "29 Ekim Darbesi" yazarsınız.Malum o da ordudan büyük destek görmüştü.Hatta Devrimci Atatürk için "darbeci" bile yazabilirsiniz.Çünkü kendi milletvekillerine "Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz" diyen bir anlayışın yok edilmesine "darbe" diyorsunuz.Öyleyse aynı anlayışla hilafeti yok eden 29 Ekim için de bu sıfatı kullanmanız gerekli.Çünkü 29 Ekim hükümet filan değil koskoca bir imparatorluğu devirdi yok etti,tarihe gömdü.Buyrun sözcükler sizin,29 Ekim 1923 Darbesi yazın oraya da! Sözcüklere hakimiyetiniz,sözlükleriniz o zaman tamam olur.Kadrolaşma buralara bile gelmişse artık sonuç çok yakın olmalı! Halkçı 11:42, 31 Mayıs 2008 (UTC)
-
- Lütfen kişiler üzerine değil, konu üzerine yorum yapınız. Sizinle aynı görüşü paylaşmayan herkesi "devrim karşıtı" olarak adlandırarak kendi görüşünüzün doğruluğunu kanıtlayamazsınız. Ayrıca, konuyu bambaşka yerlere çekme çabanızı da doğru bulmuyorum. Unutmayınız ki Vikipedi, fikir birliği oluşturarak gelişir ve ilerler. Fikir birliğini gerçekleştirmek de, nazik tartışmalar ve müzakerelerle olur. Lütfen iyi niyet olduğunu varsayarak diğer kullanıcıların fikirlerini eleştiriniz. --60.240.112.112 09:45, 1 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
-
- Burada bir yanlış yapılıyor hem de göz göre göre!Günlerdir uyarıyorum ancak kimsenin kulak astığı yok.Böyle olduğu için sonunda kişilerle ilgili konuşmak gerekiyor.Bu maddenin "darbe" şeklinde yazanlar aynı eylemi "29 Ekim" için de yapabilirler.Çünkü kendi mantıkları bunu söylüyor.Buyursunlar yapsınlar.Nasıl olsa kadrolaşma tamam,kimseden ses yok.Yazın koskoca harflerle 29 Ekim darbesini(!) 1923'te "darbeci(!)" Mustafa Kemal ve O'nun "darbeci(!)" kadroları yaptı diye.Halkçı 12:39, 1 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
-
-
-
- Tartışmanın kişiselleşmemesi için mesaj sayfanıza bir not bıraktım ama oralı olmadınız.. Günlerdir neyin ne olduğunu yazıyorum.. Hiçbir geçerli argümanınız yok. İnsanları taraf kılmaya, bir parti ya da oluşum içerisine sokma gayretiniz var.. Tavrınızdan son derece rahatsızım. Kendi adıma ne DP ne CHP ne de askeri savunuyorum ve mantığımın içerisinde bu taraflardan birine bir sempati olmadığı için taraflı olmadığımı düşünüyorum. 29 Ekim bir halkın büyük oranda içerisinde olduğu bir devrimin, hukuki sonucudur. Yani bazı süreçlerden geçildiği için darbe olma ya da tek başına devrim olma özelliği yok. Devrimin ya da halkın mevcut yönetimi eleştiri üzerine harekete geçmesiyle oluşan bir neticedir 29 Ekim... Kimseninde burada böyle bir çabası olduğunu da düşünmüyorum.. Daha öncede kavram kargaşası yaşadığınızı söylemiştim şimdide söylüyorum, ama lütfen kendinizin yaşadığı kavram kargaşasını burada fikirlerini belirten insanlara tutarsız ve mesnetsiz bir biçimde kişisel saldırıya dönüştürerek gidermeyiniz. Varsa eğer bu genel geçer bildiğimiz tanımların literatürde değiştiğini anlatan ispatlar sunun aksi durumda VP:TROLLü işaret edeceğim. İyi çalışmalar.--Boyalikus 21:39, 1 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
-
-
- Bal gibi de taraflısınız.Bu başlıkta "darbe" sıfatını kullandığınız için taraflısınız.Başından beri söylüyorum.Bu ülkede bir kesim vardır 27 Mayıs'a karşı bir tavır içersindedir.Bu normaldir.Bu kesim için 27 Mayıs 1960 bir "darbe"dir.Ama bir kesim daha var ki bunlar için "27 Mayıs" bir devrimdir,bir ihtilaldir.Bu kesimin için de İlhan Selçuk,Bedri Baykam,Hıncal Uluç,Ali Sirmen gibi isimler vardır.Hatta bu isimler 27 Mayıs'ın 1923 devriminin bir aşaması olduğunu ve O'nu tamamladığını söylerler.Öyleyse burada ansiklopedik bir bilgi verilirken "27 Mayıs" için ne diyeceğiz??Bir tarafın düşünceleri doğrultusunda bu bir darbedir mi diyeceğiz yoksa diğer tarafın düşünceleri doğrultusunda hayır,27 Mayıs bir ihtilaldir bir devrimdir mi diyeceğiz??Bu ikilemde tartışmanın sonu yok.Öyleyse ne yapalım??Kim yaptı 27 Mayıs'ı??Askerler.Yani bu hareketin niteliği nedir?Askeri olması.Öyleyse iki tarafı da incitmeden gelin 27 Mayıs Askeri Müdahalesi yazalım başlığa.Ben ihtilal olduğuna inanıyorum,ama darbe olduğunu düşünenler var.Peki o zaman olayı daha başlıkta özetleyelim ve "askeri müdahale" diyelim.Buna muhalefet neden anlamıyorum.Önerdiğim başlıkta ihtilalciler kollanmıyor,darbeciler de kollanmıyor.Öyleyse neden bu direniş??Bu neyin direnişi?? Öte yandan 29 Ekim 1923 konusunda söylediklerimi anlamamışsınız ve çok da güzel çarpıtmışsınız.Nerdeyse benim 29 Ekim'i darbe olarak nitelediğimi söyleyeceksiniz.Buna koskoca bir "HAYIR".Bu ülkede 29 Ekim'e karşı bir "güruh" olduğu su götürmez bir gerçek değil mi??..Ülkede ayrıca 29 Ekim'e candan sahip çıkan milyonlarca insan yok mu??Diğer grup kimine göre küçük bir azınlık kimine göre milyonlar bilemem bunu.Ama karşıt bir grup var.Şimdi sizin bu mantığınız ile onları da hoş edelim diye yarın "29 Ekim" için de darbe denirse ne olacak??...Zaten bunu dillendiriyorlar.Ne olacak canım buraya da yazıversinler derseniz şimdiki gibi, bu işin sonu yukarıda yazdığım "29 Ekim darbesi darbeci Mustafa Kemal ve darbeci arkadaşlarınca yapılmıştır" a döner.Varsın yazsınlar sileriz demek çözüm değildir.27 Mayıs'ı bugün darbedir diye yazarsanız yarın birileri dediğim şeyi yaparsa sesinizi çıkartamazsınız.Silseniz bile burada bir saniye bile böyle birşeyin yazması koskocaman bir ayıptır.Tıpkı 27 Mayıs'a darbe demek ayıbı gibi bir ayıp! Halkçı 11:58, 2 Haziran 2008 (UTC)
-
-
Kişilere göre kimin neyi nasıl algıladığına göre madde yazmıyoruz. Bedri Baykam devrim demişse bu O'nun sorunu.. Bir DP milletvekilinin eşi Darbe demişse bu da O'nun sorunu... Literatüre göre hareket ediyoruz. Müdahalenin geniş bir kavram olduğunu söyledim. 29 Ekim'in ne olduğunu da yazdım. Herhangi bir siyasi tarih yada normal inkilap tarihi kitabını açarsanız rastlarsınız benim tanımıma.. 29 Ekim'in bir öncesi var. HALK VAR AYRICA HALKIN İSTEDİĞİ VE KATILIMI OLDUĞU SİYSASİ, KÜLTÜREL, EKONOMİK VS. İLE İLGİLİ HAREKETLERE DEVRİM DENİR. ASKERİN VAROLAN BİR CUMHURİYETTE SADECE HÜKÜMETİ AŞAĞI İNDİRİP YERİNE KENDİSİNİN GEÇMESİ DARBEDİR. Kim neyi nasıl anlayacaksa anlayacak.. Bir kısır döngü gidiyor.. Kaçıncı kez Mustafa Kemal diyorsunuz darbeci arkadaşları diyorsunuz.. Açıkçası sizden başka görmedim burda bunu diyeni... Darbe yazılınca "Vah vah yazık DP'lilere" gibi bir anlayış oluşuyor olabilir olaya taraflı bakılınca.. Askeri müdahale denilince CHP işin içinden sıyrılabilir belki... Sonuç olarak bu bir tanım kelimedisidir: Darbe.. İyiliğini kötülüğünü, yanlışlığını - doğruluğunu tartışmıyoruz, bilgi veriyoruz..Size başka birşey yazmayacağım.--Boyalikus 20:21, 2 Haziran 2008 (UTC)
- Anlamıyorsunuz! Mustafa Kemal için darbeci demedim.Birileri çıkıp böyle derse şu anki davranışınızdan ötürü onlara cevap veremezsiniz dedim.Cevap vermekten kaçınmanız düşüncelerinizin dayanaksızlığının en büyük kanıtıdır! Fikirlerinizi savunacak hiçbir dayanağınız yok! Sonunda taraflı olduğunu itiraf ettiniz.!Benim önerdiğim başlık asla kimseyi kayırmıyor aksine olayın sivil ve ulusal irade ile değil askeri güçlerce yapıldığını ilk anda belirtiyor! Halkçı 10:32, 3 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] "27 Mayıs Darbesi" başlığı taraflıdır!
27 Mayıs Askeri Müdahalesi'ne darbe demekle DP'lilerin kollandığını Boyalikus kendi ağzıyla yukarıda itiraf etmiştir.Taraflı bakınca diye birşey yok zaten 27 Mayıs'a darbe demek taraflı!Adminleri uyarıyorum!Bu başlığın taraflı olduğu açıkça ortaya çıkmış ve itiraf edilmiştir.Lütfen gerekenleri yapınız!Başlığın 27 Mayıs askeri müdahalesi şekinde değiştirilmesini talep ediyorum! -- Halkçı 10:23, 3 Haziran 2008 (UTC)
- Gereksiz yere bu ısrarcı tavrınızı sürdürmenize bir anlam veremiyorum. "Müdahale sözcüğü en tarafsızıdır, gelin bunu kullanalım" demekle konu kapanmaz. Müdahalenin sözlük anlamı "karışma" veya "araya girme" dir. Bu durumda ordu hangi tarafların arasına girmiş oluyor? Yönetimde bir sorun vardı, ordu da olaya karıştı mı demek istiyorsunuz? Defalarca tekrarlanmış olmasına rağmen yine söylüyorum: müdahale sözcüğü çok genel. Siyasi literatürde yer alan daha kesin ve somut bir terim kullanmalıyız. Darbe sözcüğü ise olayı yeterli derecede tanımlıyorsa taraflı olamaz çünkü kriterleri belirsiz olan veya öznel bir sözcükten bahsetmiyoruz. Bu durumda kime taraf tutulmuş oluyor lütfen açıklayınız. Daha da önemlisi, darbe sözcüğü size göre neyi çağrıştırıyor? --60.240.112.112 11:06, 3 Haziran 2008 (UTC)
-
- Yazmayacaktım ama bu suçlamalara nedense tövbe estağfirullahhh diyerek başlamak istedim.. Şimdi ben dinci mi oldum ? Yani 29 Ekim'e ,yukarıdakileri dediğim için, değiştirilmesi halinde bir şey diyemeyeceğimi nerden çıkarıyorsunuz ? Kendi ağzımla neyi ifade ettiğimi bilmiyormuyum yani ben : Darbe yazılınca "Vah vah yazık DP'lilere" gibi bir anlayış oluşuyor olabilir olaya taraflı bakılınca.. Siz DP'lilerin karşısına geçip maddenin başlığında şu yukardaki bold yazan cümledeki anlamı yakalamaya çalışıyor olabilirsiniz. Ama terim budur. Neden israrla anlamak istemiyorsunuz ve taraflı olarak suçlarken CHP'nin tarafını tutuyorsunuz ve müdahale denilmesini bekliyorsunuz bende anlamıyorum... Ayrıca itiraf ettiğimi söylediğiniz şeyde kişilerin tanımlarına ve algılamalarına göre başlık atmadığımızı madde yazmadığımızı söyledim. Sizin önerdiğiniz genel bir tanım olmakla birlikte CHP'yi kayırıyor.. Yani DP'liler çok iyi siyasetçiler değildi ve halkın kafasında darbe kötü birşeydir ama madde başlığı Darbe olunca DP mağdur durumdaymış gibi yansıtılıyor filan gibi bir anlam çıkartıyorsunuz heralde.. Lütfen ama.. İkide birde Darbeci Mustafa Kemal dense ne olur gibi yön gösterici tavrınızla beraber CHP'yi kayırır tavrınız eklenince ve bu kadar anlamamakta israr edip, bunun normal, olağan, olması gerektiği gibi bir terim olduğunu kabul etmeyerek ne yapmaya çalıştığınızı da anlamıyorum... Eğer amacınız benim ne düşündüğümü öğrenmekse: DP hükümetinin çok düzgün bir politika benimsediğini söyleyemem, bazı kaynaklarda söylemezler ama darbenin meşruluğu ve sonuçları da tartışılır. Şimdi ben bunları söylediğim için DP'li ya da devamı ilan edilirim sizin tarafınızdan .. Bakın bu son söylediklerim benim şahsi düşüncelerimdir. CHP gibi düşünmek zorunda da değilim. Ansiklopedi gereği CHP gibi düşünmek zorunda da değiliz.. DP hükümeti olağan bir politika izliyordu da asker araya mı girdi, yoksa filanca sebeple yönetim benimdir mi dedi? Ya da DP hükümeti eline silah alıp dağa çıktıda askeri bir müdahale, operasyon mu yapıldı? Müdahale etti de "yapmayın, etmeyin" mi dedi? Yoksa tüm dünya siyasi literatüründe bilidiği üzere , 3 kişiyi askeri mahkemede sorguladıktan sonra asıp cunta rejimi kurarak darbe mi yapmış oldu??? Salvador Allende hükümetine yapılan neyse DP hükümetine yapılanda odur.. Tarih sayfaları mı değişti? Sağcıya yapılınca müdahale, solcuya yapılınca darbe sanıyorsanız yanılıyorsunuz.. 29 Ekim'i de Darbe ya da müdahale ile eş değer tutmayın lütfen.. Ayrıca bu son suçlamanız olsun bana karşı.. Ayrıca: 27 MAYIS,"İhtilal"dir..Olmazsa "müdahale" diyelim diyerek CHP fikrini benimsediğinizi tartışma başlığına yansıtmışsınız.. CHP'ye göre ihtilal evet.. --Boyalikus 08:17, 4 Haziran 2008 (UTC)
- Bence Halkçı'nın talebi yerindedir.27 Mayıs,12 Mart,12 Eylül gibi olaylar siyasette darbe olarak,ihtilal olarak,devrim olarak nitelendirilebilir.Bu değerlendirilen siyaset anlayışı ortamına göre değişir.Özellikle 27 Mayıs konusunda toplumda yaygın iki kanaat varken burada sadece bir tanesinin öne çıkartılıp başlığa konması tarafsızlığa aykırı bir davranıştır diye düşünüyor ve Halkçı'nın talebinin yerine getirilmesi gerektiğini savunuyorum. 85.107.111.119 12:15, 4 Haziran 2008 (UTC)
- Demek benim söylediğim,önerdiğim başlığın genel bir tanım olduğunu siz de anladınız. Başından beri "askeri müdahale" tanımının genel ve her düşünceye eşit olduğunu burada bas bas bağırıyordum. Anlayışınız için teşekkür ederim sayın Boyalikus. Öyleyse boş yere bu "darbe" ısrarını bırakmanızı öneririm. Benim 27 Mayıs için müdahale demem CHP'yi kayırmak değildir. Ancak sizin bu olaya darbe sıfatı vermeniz evet DP'yi kayırmak ve DP'ye taraf olmaktır.Bunun farkına varın ilk önce. O dönemde ne Demokratların politikaları normaldi (Tahkikat Komisyonu'nu hatırlatırım) ne de askeri müdahale yapılması normal bir demokraside olağandır. Ancak tarih nedenlerle yazılır. Ansiklopediler de nedenleri ve sonuçları herkese eşit mesafeden vermek zorundadırlar. DARBE ve İHTİLÂL bu tanıma uymaz.Ben yukarıda 27 Mayıs ihtilaldir,olmazsa müdahale diyelim derken öncelikle kendi düşüncemin ne olduğunu sonrasında da ansiklopedik olarak nasıl verilmesi gerektiğini belirtmek istedim.Burada,yukarıda tüm yazdıklarımda da aynı şeyi söylüyorum zaten. Elbette "darbe" başlığı Demokratları mağdur gösteriyor. Ne kadar güzel söylemişsiniz. "27 Mayıs Askeri Müdahalesi" DP'ye karşı yapılmıştır. Askeri müdahaleler normal işleyen bir demokrasi de asla olmayacak eylemlerdir. Eminim ki bu konuda hepimiz hemfikiriz. Ama 26 Mayıs 1960 günü Türkiye Cumhuriyeti'nde akşam olurken normal demokrasi kuralları mı işliyordu??? Hangi normal demokrasi de ulusun oylarından oluşturulan Millet Meclisi içinde yalnız iktidar partisine mensup üyelerden kurulu bir araştırma komisyonu kurulur ve bu komisyona muhalif milletvekillerini,gazetecileri,aydınları tutuklama,muhalif gazeteleri kapatma yetkisi verilir ve hangi normal demokraside bu antidemokratik komisyonun çalışmalarının bile yayınlanması yasak edilir?? Hangi demokrasi de anamuhalefet partisinini genel başkanı olan kişi,(üstelik ülkenin bağımsızlık savaşında en ön safta savaşmış general olan bir kişi) bu komisyona karşı çıktığı için Millet Meclisi'nden partisinin milletvekilleri ile birlikte polis zoruyla dışarı atılır?? Hangi normal demokrasi de bir cumhurbaşkanı sokaklarda partisine karşı eylemler artınca İçişleri Bakanına gider ve bizden olanlarla olmayanları ayırın,bizden olmayanlara gerekenleri yapın diye bir emir verir??? Sorularıma devam ediyorum.Hangi normal demokraside milletinin çok büyük çoğunluğunca iktidara taşınmış bir partinin genel başkanı ve başbakan olan kişi milletvekillerine siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz ,der??? Hangi normal demokraside bu başbakan milletin iradesiyle,oyuyla adeta alay ederek,odunu aday göstersem,milletvekili seçilir der???İşte 26 Mayıs 1960 akşamı Türkiye bu haldeydi...Şimdi 48 yıl sonra bir internet sitesinde birileri çıkıp demokrasiyi yukarıda saydığım hale getirmiş,O'nu yok etmeye kararlı bir sivil diktatörlüğün alaşağı edilmesi olayına "darbe" diyecek,bu şekilde onları mağdur gösterecek...Buna sessiz kalmak mümkün müdür??? --- Halkçı 13:12, 4 Haziran 2008 (UTC)
- Sayın Halkçı, darbe ve ihtilal arasında nasıl bir fark gördüğünüzü söyleyebilir misiniz?--Martianmister 13:33, 4 Haziran 2008 (UTC)
- Ben ikisini de kullanmayalım diyorum. Çünkü ansiklopedik değil. Ne oldu 27 Mayıs 1960'ta,Türk Silahlı Kuvvetleri içinden bir grup subay Demokrat Parti iktidarına müdahale ettiler ve iktidarı alaşağı ettiler. Olayın hukuki olup olmadığı,demokrasiyle bağdaşıp bağdaşmadığı ayrı olaylardır. Birileri 27 Mayıs'a darbe diyerek DP'nin sanki tertemiz tamamen demokratik bir iktidarken birdenbire devrildiği izlenimini veriyorlar insanlara.Bana göre ve bir kısım insana göre olay İHTİLAL'dir.Çünkü ardından hazırlanıp kabul edilen 1961 ANAYASASI mevcut düzenin yerine tamamen yeni bir sistem getirmiştir. Cumhuriyetten sonra olanlar "İHTİLAL", "DEVRİM" ya da o günlerin tabiriyle "İNKILAP" ise niçin 1961'den sonra, seçimlerde nispi temsil sistemi,yargı bağımsızlığı,ANAYASA MAHKEMESİ,Cumhuriyet Senatosu,işçiye grev ve toplu sözleşme hakkı,TRT özerkliği,toplantı ve gösteri hakkı gibi yenilikler "İHTİLAL" olmasın.1961 öncesinde bunlar var mıydı?? YOKTU Nasıl oldu?? 27 Mayıs ile birlikte oldu.İşte bana göre "İHTİLAL" budur. Eğer 1924'te Eğitim Birliği Yasası'na devrim (ihtilal,inkılap) diyorsak bunun sebebi önceki dönemde böyle birşeyin olmamasıdır.Ya da 1926 Medeni Kanun bir devrim ise bunun sebebi 1926 öncesinde 'mecelle'nin varolması,Medeni Kanun'un onu yıkıp yeni bir anlayış meydana getirmesidir.1925 şapka giyilmesi bir devrimse onu devrim yapan 1925'ten önce fes giyilmesidir.İşte 1961 ANAYASASInı var eden yolu açan 27 Mayıs askeri müdahalesi o tarihten önce olmayan birçok yeniliği getirdiği için bir İHTİLAL'dir. Buna itiraz edenlerle tartışacak değilim. Çünkü tarih ortadadır. Eğer ardından kan akması,idamlar olması bir İhtilali darbe haline getirecekse 1923'ten sonra da bu ülkede kan akmıştır.Şeyh Sait'lerin,Derviş Mehmet'lerin,İzmir Suikasti sanıklarının sonunu düşününüz...Yine de 27 Mayıs'ın darbe olduğunu düşünenlerin varlığını bildiğim için hem onlara hem de benim gibi düşünenlere eşit mesafede olması için,ansiklopedik olması için 27 Mayıs'ın en temel niteliği olan askeriözelliğine vurgu yapan ve genel bir bakış açısı içeren askeri müdahale başlığını uygun ve tarafsız görüyorum. Bunu savunuyorum ve savunmaya devam edeceğim.Halkçı 14:01, 4 Haziran 2008 (UTC)
- Sanırım devrim ve darbenin gerçek anlamını bilmiyorsunuz. Bir devrim yenilik yapılması falan değildir. Saydığınız şeyler de zaten devrim ya da ihtilal değil. Devrim/İhtilal= Halk ayaklanması sonucu şiddet ve güç kullanarak iltidarı ele geçirmek. Darbe= Küçük bir grubun şiddet ve güç kullanarak iktidarı ele geçirmesi. Devrimler: Fransız İhtilali, Ekim Devrimi, İran İslam Devrimi... Darbeler: 12 eylül 1980, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, vs, vs... Bir hareketin devrim mi darbe mi olduğu nedenlerine, sonuçlarına ya da yapanlara göre değil yapılış şekline göre belirlenir. --Martianmister 18:11, 4 Haziran 2008 (UTC)
- Cumhuriyet devrimleri ne ne diyeceksiniz o zaman onlar da darbe sizin görüşünüze göre????Sonuçta onları da tek başına Cumhuriyet Halk Partisi'nin elindeki bir Meclis yaptı.Halk şapka istiyoruz,latin harfleri istiyoruz,laik eğitim istiyoruz diye ayaklanmadı ama biz onlara devrim diyoruz.Atatürk'ü de ilke ve devrimlerine bağlılıkla anıyoruz.Eğer onlar için inkılap diyorsanız inkılap devrimin eski dildeki karşılığıdır TDK öyle diyor.[1],[2] -- Halkçı 10:15, 5 Haziran 2008 (UTC)
- Devrim ve darbe sözcüklerinin arasındaki büyük farkı halen çözemediğinize göre bence bu tartışmayı sürdürmenin bir anlamı yok. --60.240.112.112 10:18, 5 Haziran 2008 (UTC)
- Ayrıca saydıklarım devrim ya da ihtilal değilse nedir??? Herhalde yargı bağımsızlığı,Anayasa Mahkemesi,TRT özerkliği,toplantı ve gösteri yürüyüşleri,işçi hakları sizin için pul kadar bir değer ve anlam ifade etmiyor.Halkçı 10:28, 5 Haziran 2008 (UTC)
- Tartışmak gerekli.İhtilal ve devrim kavramlarını çok iyi bildiğini iddia edenler acaba 1923 Cumhuriyet'in ilanını ne olarak değerlendiriyorlar,bu soruya cevap verebilirler mi. 85.107.139.139 10:31, 5 Haziran 2008 (UTC)
- 85.107.139.139: Lütfen konuları başka yönlere çekmeyiniz. Konumuz 27 Mayıs; Cumhuriyet'in ilanı değil. O konuyu tartışmak için o maddenin tartışma sayfasında bir başlık açabilirsiniz. Halkçı: Katılımcıların siyasi eğilimlerini sorgulamaktan vazgeçin. Hangimiz insan haklarına değer veriyormuş, devlet kurumlarının özerkliği hangimiz için anlam ifade ediyormuş hiç kimseyi ilgilendirmez. --60.240.112.112 10:44, 5 Haziran 2008 (UTC)
- Bal gibi de ilgilendirir efendim. 27 Mayıs insan haklarını hiçe sayan bir anlayışı tarihe gömmüştür. Şimdi tutup burada birilerinin ona darbe demesine göz yumamam. Asıl darbeci Demokrat iktidardı.İsmet Paşa ve CHP milletvekillerini meclisten polis zoruyla çıkartan,gazeteleri zorla kapatan,muhaliflerini zorla hapseden bir hareket darbedir.Demokrat Parti de darbecidir.Hem de en âlasından.İnsan haklarınyla alakası olmayan kimseler burada bir büyük devrimi darbe diye itham edemez ve demokrasi düşmanı diktatör bir idareyi de mağdur ve mazlum göstererek aklayamaz.! Buna geçit vermeyeceğim! İhtilal sadece ayaklanma ile oluyorsa buradakilerin cumhuriyetin ilanını ihtilalden saymadığı hatta belki onu da darbe olarak nitelediği açık bir hal almıştır.Burada bulunan bazı kimseler cumhuriyeti ihtilalden saymayanlar aynı zamanda devrimlerimiz için de aynı düşüncelerde olabilirler.1923 sonrasındakiler nasıl devrimse 27 Mayıs sonrası da öyle devrimdir!İkisi de aynıdır ve birbirinin tamamlayıcısıdır.27 Mayıs ile kavga edenler aslında cumhuriyetle ve hatta Atatürk ile kavga halindedirler.Ama ne kadar yazık ki günümüz Türkiyesinde Atatürk ile,O'nun devrim ve ilkeleri ile,hukuk devleti ile kavga etmek onlara saldırmak bir moda olmuştur.Burada bu modaya uyan kişileri kınıyorum! -- Halkçı 12:36, 5 Haziran 2008 (UTC)
- İşte asıl ben bu söylediklerinize itiraf derim. Konuya son derece taraflı ve önyargılı bir bakış açısıyla yaklaşıyorsunuz. Kişisel görüşleriniz doğrultusunda hareket edip madde üzerinde sizin kişisel görüşünüzü yansıtacak bir değişiklik yapmak istiyorsunuz. Konuyu elden geldiğince objektif bir bakış açısıyla çözmenin tek yolu öncelikle şu gerçeği kavramakla başlamalı: Vikipedi hiçbir millet veya devletin ansiklopedisi değildir. Siz buraya sırf "demokrasi düşmanı diktatör" olarak tanımladığınız kişi/kişilere karşıtlığınızı ilan etmek için geldiyseniz kimse bu tartışmayı daha fazla ciddiye almayacaktır. --60.240.112.112 14:24, 5 Haziran 2008 (UTC)
-
- Tartışma sayfalarında hepimiz fikirlerimizi ve düşüncelerimizi özgürce açıklayabiliriz.Ben bu düşüncelerimi başlığın altına yazmadım ki.Başlıkta Demokratlara diktatör nitelemesi yapmadım. Eğer böyle yapmış olsam haklı olabilirdiniz.Oysa siz ve sizin gibi düşünenler şahsi düşüncelerinizi direkt olarak başlığa yazıyorsunuz.Size göre darbe olduğu için herkesin 27 Mayıs'ı darbe olarak görmesini ve öğrenmesini istiyorsunuz.Aramızdaki farkı bilelim.Aramızda taraflı birileri varsa o da 27 Mayıs Askeri Müdahalesi'ni darbe olarak nitelendirip bunu başlığa yazıp O'nu cumhuriyeti tamamlayan bir İHTİLAL olarak kabul edenlere saygısızlık edenlerdir.Ben İHTİLAL yazılsın demiyorum.Ben en yalın ve doğal haliyle askeri müdahale yazılsın diyorum ama sizler illa ki büyük bir yalan ve iftira olan darbe kelimesini istiyorsunuz. -- Halkçı 15:38, 5 Haziran 2008 (UTC)
Kendi fikirlerimize uyan darbelere ihtilâl, diğerlerine darbe dersek tarafsızlık ilkesini açıkça ihlâl etmiş oluruz. Zaten bir ansiklopedi olarak burası olaylara isim verme yeri değil, kaynaklara dayalı hareket etmek dışında bir seçeneğimiz yok. TDK sözlüğüne göre "Darbe: Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi", mükemmelen 27 Mayıs'taki olaya uyuyor. Devrilen hükümetin sizce ne kadar kötü olduğu bununla hiç alakalı değildir. Saygılarımla, Filanca→ 17:09, 6 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Ben ihtilal denmesini istemiyorum.Benim görüşüme göre ihtilal diğerlerine göre darbe.en ortak başlık askeri müdahale başlığıdır.O'nun da anlamı zorla hükümeti devirme veya istifa ettirme'dir.Benim anlamlarla derdim yok.Darbe denildiğinde diktatör demokrat parti mağdur gösteriliyor itirazım buna.Tarafsızlıksa burada da tarafsız olunsun o zaman! Halkçı 10:11, 7 Haziran 2008 (UTC)
- Askeri müdahale zorla hükümeti devirme istifa ettirme değildir, yanlış biliyorsunuz.--Boyalikus 10:16, 7 Haziran 2008 (UTC)
- Ben ihtilal denmesini istemiyorum.Benim görüşüme göre ihtilal diğerlerine göre darbe.en ortak başlık askeri müdahale başlığıdır.O'nun da anlamı zorla hükümeti devirme veya istifa ettirme'dir.Benim anlamlarla derdim yok.Darbe denildiğinde diktatör demokrat parti mağdur gösteriliyor itirazım buna.Tarafsızlıksa burada da tarafsız olunsun o zaman! Halkçı 10:11, 7 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
-
-
- Nedir peki efendim açıklayın da bilelim o zaman?? Burada kalem kalem yazın neyin ne olduğunu önce.Sonra da ben yazayım.Ben 27 Mayıs'ta iktidarın zorla,silah zoruyla devrildiğini inkar etmiyorum ki.Zaten bunu yapsam yanılgı içinde olurum.Ben burada kullanılan kelimenin bir tarafı kayırdığını söylüyorum sadece. Halkçı 10:46, 7 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
-
-
-
- Benim haddime değil açıklamak. Ben kendi tanımlarımı verirsem burada bir sürü tartışma yaşanır. Ama şu şekilde yardımcı olabilirim. askerîmüdahale.. Ayrıca şu şekilde de yardımcı olabilirim.. Sabah BBC, en:military intervention, En:1980 Turkish coup d'état,En:Category:Military coups in Turkey..Size göre, siz bu başlığı okuduğunuzda "vahh vahh DP'ye yazıkkk" diye düşünülebileceğini düşünüyorsunuz da, bu sizin taraflılığınız.. Bir bakıma darbeyi meşrulaştırmak olarak düşünüyorum önerilerinizi bu nedenle +2 taraflılık.. Ben yorulmam.. iyi çalışmalar..--Boyalikus 23:42, 12 Haziran 2008 (UTC)
-
-
Madde adının "Darbe" olması tam sonuçlanmamış bir tartışmada taraf olmak olur. Bu sebeple TBA açısından ne CHP ne de DP'lilere mal edilemeyecek "27 Mayıs Müdahalesi" ismi daha uygun olur diye düşünüyorum. Khutuckmsj 11:26, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
- sizi destekliyorum,başından beri bunu söylüyorum ama kimseye dinletemiyorum.Başlığın ismi "27 Mayıs müdahalesi" olsun.Halkçı 13:08, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Askeri darbe dediğimizde neden DP'lileri kollamış oluyoruz? Siyaset terminolojisinde bu olaya verilen isim bu. Tüm diğer benzeri olaylar için darbe terimini kullanıyoruz. Bunun diğer darbelerden farkı ne?--Martianmister 13:34, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Kolluyorsunuz.Sanki onlar gayet demokratik bir anlayışla bu ülkeyi yönetiyorlarmış da askerler herşey güllük gülistanlıkken birden gelip Demokratları devirmiş anlamı çıkıyor bu başlıktan.Sanki onlar tamamen suçsuzmuş anlamı çıkıyor.Ankara'da,İstanbul'da öğrencilerin üzerine ateş açılmamış,anamuhalefet lideri milletvekilleriyle TBMM'den zorla dışarı atılmamış,muhalif gazeteler kapatılmamaış,muhalif yazarlar,aydınlar hapse atılmamış DP tamamen saf ve tertemiz bir iktidarmış ve cuntacılar gelip onu silah zoruyla devirmiş...Bu kadar çarpıtma bir ansiklopediye yakışmaz! Halkçı 13:42, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Darbeler sadece demokratik hükümetlere karşı yapılmaz ki. Söylediklerinizden o yönde bir anlam çıkıyor. Dünya tarihi darbelerle devrilen diktatörler ve tek parti rejimleriyle dolu. Darbeyle iktidara gelen birçok lider de darbeyle düşmüştür.--Martianmister 13:52, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
- Peki ben sizin söylediklerinizi referans gösterip "27 Mayıs darbesi DP diktatörlüğüne karşı TSK'nın yaptığı bir askeri harekattır " cümlesini başlığa ekleyeceğim.buna müsaade edermisiniz??? Halkçı 14:41, 13 Haziran 2008 (UTC)
1-Vikipedi'de kişileri diktatör olarak tanımlamıyoruz. Bakınız: Adolf Hitler 2-Burada madde adını tartıştığımızı sanıyordum. Demokrat Partinin diktatörlük kurduğu yolunda gerçekler varsa bunu o maddenin tartışma sayfasında belirtmeniz daha uygun olacaktır. 3-Demokrat Parti belki günümüz şartlarına göre antidemokratik uygulamalara girişmiş olabilir. Ama bunun diktatörlük olarak adlandırılabileceğini sanmıyorum.--Martianmister 15:39, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
- Bu yaptığınız açıkça bir takiye dir.[3].Kişileri diktaör olarak tanımlamıyoruz demişsiniz arkasından bkz:Adolf Hitler...Bu nedir?? ...Peki şöyle diyelim o zaman 27 Mayıs darbesi demokratik rejimi dikta rejimine dönüştüren DP iktidarını devirmiş bir askeri harekattır ...Size bütün bunlarla darbe kelimesinin ne kadar taraflı olduğunu göstermek istiyorum,aslında gösteriyorum da.Ama inatla bu temelsiz görüşlerde ısrar ediyorsunuz.Madem darbeler diktatörlere karşı da yapılıyor bunu siz söylüyorsunuz öyleyse ben bu darbe kelimesini kendi istediğim taraftan yazarak Adnan Menderes bir diktatördü,27 Mayıs darbesi de bu diktatörü devirmiştir yazabilirim.Buna asla ses çıkaramazsınız.Görüyor musunuz?? Baştan beri burada sizini ve daha bir kaç kişinin savunduğu tarafsız(!) darbe kelimesi ne hale geldi.Oysa 27 Mayıs müdahalesi denirse ne ben ne de bir başkası bunu kendince değiştiremez,madde içeriğini de bu yönde değiştiremez.Bilmem anlatabildimmi??? Halkçı 16:45, 13 Haziran 2008 (UTC)
Ben şu anki halinin korunmasını öneriyorum. Menderes'in bu ülkeyi nasıl yönettiği yada nasıl bir yönetici olduğunun vakıanın darbe olarak nitelendirlebilmesi açısından hiçbir önemi yoktur diye düşünüyorum.Kolay gelsin...--Xyzblood 17:49, 13 Haziran 2008 (UTC)
Sayın Halkçı, lütfen üslubunuza dikkat edin. VP:İNV kurallarını açıkca ihlal ediyorsunuz. Adolf Hitler maddesini vikipedide kişileri diktatör olarak adlandırmadığımıza örnek olarak verdim. Eğer maddeye bakmış olsaydınız bunu anlardınız. Verdiğiniz örneklerin de birbiriyle ilgisi yok. Bu olayın başlı başına bir hükümet darbesi olduğu nesnel ve tarafsız bir bilgidir. DP ile ilgili dikta düşünceleri ise sizin kendi yorumunuz. Bu iki şeyi birbiriyle karşılaştıramazsınız. Eğer tersini iddia ediyorsanız lütfen bu olayın darbe olmadığına dair herhangi bir kaynak belirtin.--Martianmister 19:33, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
-
Yorum Kimi görüşler bunu salt "27 Mayıs Darbesi" olarak alır, kimi görüşler ise "27 Mayıs İhtilali" olarak... Burada Khutuck'e katılarak; onun bahsettiği taraf olma konusuna değinmek istiyorum. Sonuçta bu konu sosyal bilimlerle ilgili bir mesele olduğu için, bir pozitif bilim objektifliğiyle incelenmesi olanaksız. Bu nedenle, "taraf olmama adına" maddenin adının, "27 Mayıs Askerî Müdahalesi" vb. bir tamlama olması gerektiğini düşünüyorum. --DsMuratileti 19:50, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
Biz ideolojik görüşlerin belirlediği değerlere ve etkilere göre madde adlarını belirlermiyoruz. İngilizce en:Kenan Evren maddesine bakın ayrıca bakınız bölümünde Pinochet'i görürsünüz. İngilizce vikide madde isimlerinde müdahale geçmiyor DARBE geçiyor.. İhtilal diyemezsiniz. İhtilali halk yapar. Müdahale diyemezsiniz bu bir askeri operasyon değildir. Normal bir şekilde yani ülkenin anayasasında belirtilen bir şekilde seçimle iktidar olmuş hükümetlerin yerlerine askerin geçmesini ve hükümet gibi davranıp, hükümetin yasama kanallarıyla hareket etmesi doğru dürüst, tarafsız hiçbir sosyoloji, tarih, siyaset kitabında müdahale olarak isimlendirilmez Bu madde başlığına israrla taraflı diyen Halkçı'nın kullanıcı sayfasında kocaman bir Ecevit resmi vardı. Zaten İhtilal diyelim olmazsa müdahale olsun diyende kendisidir. Burada yaptığı açıklamalar ile DP hükümetine karşıt bir düşünce yapısında olduğunu anlamak güç değildir ve yaptığı açıklamalarda tarafsızlık değil, taraflılık vardır. Bu olayın bir girişi, bir gelişmesi ve sonucu vardır. Eğer giriş ile kalınmış olsaydı bile müdahale diyemezdik ancak Darbe girişimi diyebilirdik. Bunların hukuksal karşılıkları budur. Sayfaya Anayasa Hukukçusu bir öğretim üyesinin linkini koymuştum. Herhangi bir benzer kitabı açıp bakın Darbe yazar. Çünkü budur darbedir, asker hükümet gibi davranmıştır. Müdahalelerde askerler hükümet gibi davranmazlar. Bunun taraflılıkla bir ilgisi yok. Eğer bu başlık müdahale olursa asıl o zaman taraflılık olur.
- Darbe meşrulaştırılır. Darbenin iyi ya da kötü sonuçlarının olması, doğru ya da yanlış bir hamle olması bizim işimiz değildir.
- DP hükümetine karşı bir taraflılık yansıtılır. Çünkü müdahale demek, askerin PKK'ya müdahalesi ve ya Bosna'ya müdahale etmesi gibi anlaşılır ve DP hükümeti iç denge unsurlarından biri olduğu için diğer müdahalelerle aynı kefeye konulur.
Ayrıca belirteyim, Halkçı'nın burada bir iyi niyeti yok. Çünkü 12 Eylül Darbesi'nde bu kadar çok yazmayı bırakın bir tek cümlesi yok. O halde CHP'ninde siyasi yasaklı olduğu 12 Eylül Darbesi'nin madde adında bir problem yokmuş..--Boyalikus 20:40, 13 Haziran 2008 (UTC)
Şu anki başlığın korunması gerektiğine ben de katılıyorum. Ancak Anayasa Hukukçularına ya da Siyaset Bilimcilere dönmeye gerek yok. Zira onlar da rastgele kullanmışlar. Hatta bir kısmı aynı durumu farklı kavramlarla nitelendirmiş(Mesela Ahmet Taner Kışlalı, Kemal Gözler). Yani hem yazarlar arasında hem de yazarların eserleri arasında kavramların kullanımı açısından tutarsızlık var. Yazarlar üzerinden çözüme gitmek pek doğru olmaz. Basit Türkçe sözlükleri de çözüm olmayacaktır. Ben bu başlık altındaki 2. mesajın tatmin edici olduğunu düşünüyorum. Elinde Ejder Yılmaz'ın Hukuk Sözlüğü olan varsa gerçekten faydalı olacaktır. --Xyzblood 21:54, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Vikipedi:Adlandırma anlaşmazlığındaki ilgili düzenlemeye bakalım:
“ | Maddelerin adları betimsel olduğunda kullanılan sözcükler tarafsız olarak seçilmeli ve taraflı bakış açıları içermemelidir.
Örneğin, 1915-1918 Osmanlı'da Ermeni olayları maddesinin adı konu içeriği hakkında yargı içermeden, dolaylı yoldan taraflı bir bakış vermeden verilmiş addır. Madde hakkında yer ve zaman betimlemesi yapar ama içinde tanımlanan farklı bakış açılarına atıfta bulunmaz. |
” |
Benim burada çıkarttığım; hüküm verici bir başlığın olmaması gerektiğidir. "Darbe" ve "ihtilal" sözcüklerinin de hüküm verici olduğunu düşünüyorum. --DsMuratileti 22:47, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
- Size tamamen katılıyorum.Burada darbe derken de ihtilal derken de başlığa yorum katılıyor.Bu yanlış,başından beri yanlış.12 Eylül için de 12 Mart için de diğer tüm askeri müdahaleler için de aynı şeyler söyledim burada.Tarihimizdeki ilk askeri harekat budur.Bunun adındaki yanlışlığı giderirsek diğerlerini zaten düzeltiriz diye onların tartışma sayfalarına herhangi birşey yazmadım.Beni bu yüzden suçlayanlar bunu da dikkate alsınlar ve sonra gerekirse suçlasınlar.Ben yukarıda 27 Mayıs ihtilaldir olmazsa müdahale diyelim derken bence ihtilaldir ama burada bir takım kimseler bunu kabul etmiyorlar etmeyecekler buna hakları vardır öyleyse en yorumsuz şekliyle 27 Mayıs askeri müdahalesi diyelim dedim.Dsmurat'ın dediği gibi "ihtilal" yazsak ben ve benim gibi düşünenlerin yorumu başlığa taşınmış olur."Darbe" dendiğinde diğerlerinin yorumu başlığa taşınmış oluyor ve bu şekilde DP mazlum gösteriliyor.Bunu söyleyince deMartianmister çıkıp "Darbeler sadece demokratik hükümetlere karşı yapılmaz ki. Söylediklerinizden o yönde bir anlam çıkıyor. Dünya tarihi darbelerle devrilen diktatörler ve tek parti rejimleriyle dolu. Darbeyle iktidara gelen birçok lider de darbeyle düşmüştür" . Ben de bunun üzerine madem öyle ben de Menderes için başlığa demokrasi düşmanıydı yazarım,27 Mayıs demokrasi düşmanını devridi yazarım dedim.(Diktatör denmiyormuş) .Madem herkes yorumunu başlıkta sergileyebiliyor bu da benim yorumum.İşte bu şekilde olursa herkes kendi düşüncesini yazmaya kalkarsa yazık olur.Başlık 27 Mayıs askeri müdahalesi şeklinde değiştirilene kadar burada inatla gerekirse tek başıma bu kavgayı sürdüreceğim.Bunu bırakmaya hiç niyetim yoktur! Halkçı 10:18, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Taraflı
- Yargılamalar başlığı altında Burada tutuklulara ağır işkence ve kötü muameleler yapıldığı iddia edildi ibaresi var,yazan 3 tane de kaynak belirmiş.Altta da Hüsamettin Cindoruk'un iddialarına yer verilmiş.Ne yani iddialarla mı yazılacak bu ansiklpedi.O zaman herkes bir iddiada bulunsun ve buraya yazsın.Burası bir ansiklopedi ise iddialara değil gerçeklere yer verir.Bu yazılanlar,cümlede de belirtildiği gibi iddiadır. Bunu iddia edenler uyduruyor da olabilir.Tarihi bir madde de bu tür doğruluğu ve yanlışlığı muğlak ifadeler olmamalıdır.Bu taraflı bir anlayıştır.Zaten gösterilen kaynaklardan ülkede taraflılığı su götürmez olan Yeni Şafak,Zaman ve Sabah Gazeteleri.Bir de haber7 internet sitesi.Bu ibarelerin başlıktan çıkarılmasını talep ediyorum.Halkçı 13:20, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Bu iddialar oldukça eski ve yaygın... Ayrıca kaynaklara girme zahmetinde bulunmuşsanız, bazılarının bizzat olayları yaşayanlarca dillendirildiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Daha da söyleyeceklerim var ama tartışma kişiselleşebilir diye girmek istemiyorum. Benzer nitelikteki şu tartışmada sorularınıza cevap bulabilirsiniz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Tart%C4%B1%C5%9Fma:Adnan_Oktar --Xyzblood 16:02, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
- Haklısınız ama bence bu iddialar yargılamalar başlığı altında değil de ayrı bir alt başlıkta mesela 27 Mayıs müdahalesi ile ilgili çeşitli iddialar şeklinde bir başlıkta yazılsa daha doğru olur.Halkçı 16:48, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Evet, yargılamalar başlığı altında biraz garip durduğu kesin. Ancak ihtilalin seyri içerisinde anlatılması daha uygun olur gibime geliyor. Zaten iddia olduğunu yazmışız, tekrar iddia başlığı açıp onun altına geçmenin gereği yok diye düşünüyorum.--Xyzblood 17:12, 13 Haziran 2008 (UTC)
- +Başlık değişikliği yaptım. Bu şekli daha uygundur sanırım.--Xyzblood 17:17, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Uygundur iyi olmuş. Halkçı 17:19, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
Hiçbir şekilde uygun değildir. Kişisel görüşlerinizi vikipediye yansıtamazsınız. 27 MAYIS,"İhtilal"dir..Olmazsa "müdahale" diyelim başlığını açan sizsiniz. 12 eylül darbesine tek kelime yazmamışsınız. İhtilal olarak niteleyenler CHP'lilerdir ve müdahale olarak niteleyenlerde.Mustafa Kemal'e kadar uzandınız ama 12 Eylül'den hiiç bahsetmediniz. --Boyalikus 20:41, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Anlayamadım, uygun olmayan nedir? Yanlış anlama olmadı değil mi?--Xyzblood 21:20, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Uygun olmayan nedenleri yukarda belirttim... Burada bu kadar insanı insan haklarından bir haber olmakla suçluyor. DP hükümetini beğenirsiniz, beğenmezsiniz, diktatör bulursunuz bulmazsınız. Bu düşünceler içimizde kalmak zorunda, çok dışarıya aktarmak istiyorsak bir başka ortamda yayımlayabiliriz. Burası Tarafsız, doğrulanabilir, özgün araştırmaya yer vermeyen terminolojilere göre hareket eden bir ansiklopedi... Yukarda Halkçı'nın yoğun biçimde kendi düşüncesine uymayan insanları suçladığı, DP hükümetine diktatör dediği, İhtilal diyelim olmazsa müdahale deriz dediği aşikardır.Bakınız: büyük devrimi darbe diye itham edemez ve demokrasi düşmanı diktatör bir idareyi de mağdur ve mazlum göstererek aklayamaz.! Buna geçit vermeyeceğim! İhtilal sadece ayaklanma ile oluyorsa buradakilerin cumhuriyetin ilanını ihtilalden saymadığı hatta belki onu da darbe olarak nitelediği açık bir hal almıştır.Burada bulunan bazı kimseler cumhuriyeti ihtilalden saymayanlar aynı zamanda devrimlerimiz için de aynı düşüncelerde olabilirler. Böyle bir taraflılıkla madde düzenlenemez. Müdahale demek darbeyi meşrulaştırmaktır. iyi çalışmalar. --Boyalikus 21:28, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
Sizi anlıyorum. Ancak bu başlık altında Halkçı'ya biraz haksızlık ettiniz galiba. Uygundur derken farklı bir meseleden bahsediyorduk. Hemen yukarıdaki Taraflı başlığından itibaren okursanız farklı bir tartışmaya müdahil olduğunuzu göreceksiniz.--Xyzblood 21:33, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Ben bu tartışmayı izlemeyi yeğleyenlerdenim.Çünkü madde benim açımdan son derece doyurucu,Adı ne olursa olsun (Müdahale,Darbe,İhtilal),TSK yönetime el koyma yetkisini TSK İç tüzüğü Madde 35'ten alır.(Bkz. [[4]]
- Nihan Darbeler Meşru değildir anlamında bir görüş belirtti,bende bunu belirttim.Arkadaşlar gerçekten tarafsız olmak zorundayız.Buna dikkat edelim.Saygılar.--Yurekli74 22:15, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Yazdıklarınıza söylenecek çok şey var --Yurekli74. Ancak tartışmayı kişiselleştirmemek gerek. --Xyzblood 22:21, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Kişiselleştirdiğimi kim söyledi? 35.Maddeyi ben yazmadım Xyzblood.--Yurekli74 22:25, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Kendim için söyledim. Yanlış anlamayın ama Türkiye'de darbe savunuculuğunun ciddi bir bilinçsizlik aynı zamanda da mantık hatası olduğunu düşünenlerdenim. Buna hiç girmemek adına(çünkü bu durumda kişiselleşeceği muhakkak), kendimi frenlemeye çalıştığımı anlatmak istedim kişiselleştirmemek gerek derken... Açıklama yapmak adına bunları söylüyorum, lütfen üzerinize alınmayın.--Xyzblood 22:56, 13 Haziran 2008 (UTC)
Bu gece yeterince net şeyler yazamadım sanki..Vikipediye düşmez meşrulaştırmak evet ama lütfen yukarıya çıkıp Halkçı'nın itham dolu sözlerine bakın. Halkçının başlattığı bu tartışma ve yaptığı açıklamalar yukarda defalarca kez alıntılama yaptım yazdıklarından Darbeyi meşrulaştırmaya yönelik davranıştır. Çok net değil mi : büyük devrimi darbe diye itham edemez ve demokrasi düşmanı diktatör bir idareyi de mağdur ve mazlum göstererek aklayamaz.! Buna geçit vermeyeceğim! Burada diktatör diye DP'den bahsediyor.. Diktatör irade demesi ve buna geçit varmış, korunuyormuş gibi yansıtması ve geneli kapsaması, devamında yazdığı şeyler kişisel saldırı. Vikipedide birşeyi meşrulaştırmaya çalışamazsınız siyasi düşüncelerinizle örneğin.. Pinochet çok iyi bir adamdır büyük bir devrim yapmıştır diğerleri demokrasi düşmanıdır diyebilir misiniz ? Bunu dedikten sonra madde adına ve içeriğine müdahale edebilir misiniz ??? Ben vikipedi darbeyi meşrulaştırıyor demedim. Bu başlığa müdahale demek darbeyi meşrulaştırmaktır dedim gayet açık, olmadıysa CHP Bakış açısına göre madde başlığı ve içeriği yönlendirilmeye çalışılıyor diyeyim. Yukarda bir IP Humeyniciler demiş, daha ne denilebilir ki ? Ayrıca benim Vikipediye yansıtmadığım siyasi görüşüme göre ihtilal denilmesi işime bile gelir.. Amaç Tarafsızlıksa ve kaynak göstermekse ben bunu yapıyorum... Diğer maddelerde yap burada yapma diyorsanız amenna.. Şimdi çıkıp 12 Eylül Darbesi değildir 12 Eylül Devrimidir dersem kızılca kıyamet kopar bilirim ki.. Bu tartışmanın ana felsefesini kendisi ifade etmiş: DP idaresi madde başlığına darbe denilerek mağdur ve mazlum gösterilemez... Bu nedir ? Darbeyi meşrulaştırmak, haklı çıkartmak. --Boyalikus 22:42, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Ben bu tartışmada şu haklı bu değil gibi bir yorumda bulunmadım.Madde hakkındaki fikrimi de söyledim.Benim takıldığım,tartışmanın Türkiye'de TSK'nın yönetime el koyması meşru mudur? değil midir? noktasına geldiği anda konuya girmek oldu.Durum budur.--Yurekli74 22:54, 13 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Dışarıdan bir bakış
Tartışması bol ama bunun maddeye yansıması nedense az olmuş. Son değişikliklerde görüp okudum ve maddenin adına varıncaya kadar tartışılmış vs. ancak madde içinde yer alan yazım hataları bile düzeltilmemiş. Bu bir vikipedi maddesi zarfıyla değil mektubuyla uğraşın/uğraşalım arkadaşlar. 27 Mayıs Türkiye Terminolojisinde ismi İhtilal olarak geçer. Uzun yıllar okul ders kitaplarında bile İhtilal olarak anılmıştır. Benimde okuduğum öğrencilik yıllarım boyunca Devrim Tarihi isimli bir ders vardı ve ismi orada hep İhtilal olarak resmi terminoloji tarafından kullanılmıştır. Buna itirazı olanların madde içinde bu durumu ele almaları yararlı olur. İhtilal mi Darbe mi o kadar önemli de değil önemli olan maddenin niteliksel olarak kendisi, bunun ikisi arasında olan terminolojik ayrımı kendisi içeriğinde kapsadığı bilgi ile versin ve vermeli. Kişileri kırmaya dökmeye gerekte yok. Madde genel olarak fena değil yalnızca yorum içeren bir kaç yerinde ciddi sorunlar ayıklanırsa etiketler kaldırılabilir. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:06, 13 Haziran 2008 (UTC)
-
- Bunlar sizin de söylediğiniz gibi yapmıyorlar ki.Pat diye çıkıp yazmışlar darbe diye.Tartışmadan iki kişi olur demiş benim itirazım dikkate alınmamış.Tam bir ben yaptım oldu mantığı.Başlığı hale yola koymadan içeriği ne yapalım.Daha baştan darbe deniyor zaten.Sanki demokrasi kurallarına tamamen bağlı biri iktidarmış da o devrilmiş.Bu benim yorumum değil ki GERÇEK.Muhalefeti,basını,üniversiteleri yok etmeye kalkan bir iktidar demokrattır,demokrasi yolundadır diyebilir miyiz!Şimdi ben bu başlık altında neyden bahsedeyim.27 Mayıs darbesi dedikten sonra altında Demokratların demokrasiyi nasıl yıoktıklarını,basını muhalefeti nasıl susturmaya çalıştıklarını nasıl anlatayım.27 Mayıs'ın bir tarafça devrim kabul edilmesinin nedenininin 1961 anayasası olduğunu nasıl anlatayım.Adamlar en başta bu bu hareket gayrımeşrudur,demokrasi yolundaki bir iktidarı devirmiştir diyorlar.Nasıl gelişecek madde.Darbe denildiğinde bunlardan nasıl bahsedeceğiz.1961 anayasası en özgürlükçü anayasadır diye yazarsak O'nu gayrımeşru darbeciler hazırladı o anayasa da gayrımeşrudur demezler mi??? ...Başlığı geçtiler şimdi meşruluk tartışması yapıyorlar.bBiri de çıkmış humeynisevenler diyor,çok da haksız sayılmaz galiba. Halkçı 11:27, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Dışarıdan bir bakış bölüm 2
- Terim olarak en çok gördüğüm 27 Mayıs. Yapı Kredi'nin Cumhuriyetin 75 Yılı C.2 1954-1978 kitabında 27 Mayıs darbesi terimi geçiyor, İletişim'in Popüler Siyasî Deyimler Sözlüğü kitabında ilgili maddenin başlığı 27 Mayıs fakat aynı maddede "Milli Birlik Komitesi adı altında örgütlenen darbeci subaylar" cümlesi geçiyor. 27 Mayıs İhtilali terimi Sol Kemalist ve TSK'nın tercihidir. Hatta Cemal Gürsel '1961 yılını İkinci Cumhuriyetinin kuruluşu yılı olarak ilan etmiştir. (Ahmet Altan'ların İkinci Cumhuriyeti deyimi ayrı meselesi:)) Birde Hürriyet Şehitleri. Bana kalırsa 27 Mayıs darbesi terimi hiç taraflı değildir. Sadece bu askerî müdahaleyi devrim, ihtilâl, hareket (27 Mayıs hareketi terimi de var) olarak görmek isteyenler taraflı hissedebilirler.Takabeg ileti 23:08, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Gayrimeşru ve yasadışı: Kanunen meşru değildir. Türkiye Cumhuriyeti anayasalarında Almanya'nın Bonn Temel yasasında yer almış Direniş hakkı yani rejimi yıkma hakkı tanınmadığına göre, yukarıda arkadaşımızın link verdiği TSK İç Tüzüğüne göre de Askerî Ceza Kanununa göre de gayrimeşru ve yasadışıdır. Aslında Genelkurmay Başkanının siyasî demeç vermesi de gayrimeşrudur. Maksadı ne olursa olsun kanunnen gayrimeşru olduğu yazılabilir. Fakat Vikipedi bunu ne suçlamak için ne de meşrulaştırmak için bir yerdir. Takabeg ileti 23:08, 13 Haziran 2008 (UTC)
Yorum Olayın meşruiyetine girersek (ki girmemeliyiz), bu sayfa Mevlânâ'nın Mesnevîsi gibi olur
... --DsMuratileti 23:18, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg yanılıyorsun.Yasadışı dersen Genelkurmay Başkanları hapse atılırdı.Keza Bkz.27 Nisan oradada açıkça belirtilmiş. TSK kanunların kendisine verdiği yetkileri gerektiğinde kullanacaktır diye.
Biz burada kafamıza göre şu yasal şu yasadışı diyemeyiz.Verdiğim linki iyice inceleyin.--Yurekli74 23:24, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Yanılmıyorum. Mesele kafamıza göre değil yasaya göre. Yani yasadışı olduğu yazılsa da taraflı olmuyor. 27 Nisan neredee... 27 Mayıs neredee... Ortak noktası var basının Orduyu eleştirmekten çekinmesi:) Yargı organları da öyle. Takabeg ileti 23:32, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Sevgili Vikipedi kullanıcıları, lütfen bkz. VP:KÜRSÜ. --DsMuratileti 23:37, 13 Haziran 2008 (UTC)
- :) Basın mı Orduyu eleştirmiyor? Hangi basın eleştirmiyor? yine yanılıyorsunuz.Bunlar konuyu kişiselleştirir.Konu yeterince kişiselleşti zaten.Biz burada meşru-gayrimeşru diyemeyiz.Her yere-kuruma-kuruluşa aynı mesafede olmalıyız.Tabi ki Terör örgütleri haricinde.--Yurekli74 23:41, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Mesele kafa değil yasa. Kanun metinleri sabittir. Onlardan bahsedilmesi hiç sorun değildir.Takabeg ileti 23:44, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Hangi kanunda yazıyor söylermisiniz?--Yurekli74 23:45, 13 Haziran 2008 (UTC)
Tartışmanın sonlanacağını bilsem söylerim ama öyle olmayacak:) DsMuratiletia kulak verelim derim...--Xyzblood 23:49, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Zamanında Kenan Evren hakkında bir savcı iddianame hazırlamıştı.Ancak görevi kötüye kullanmaktan meslekten ihraç edilmişti.Bunu da ben hatırlatayım.Sözünözü verdiğim linkte de belirtildiği üzere Cumhuriyet tarihinde TSK tarafından yapılan tüm bu yönetime el koymalar 35.madde ve 85.maddeye dayandırılmıştır.İlgili linkte buyurun okuyun.İyi çalışmalar.--Yurekli74 23:58, 13 Haziran 2008 (UTC)
Hukuki meşruiyet konusunda söyleyeceklerim var elbette. Ancak herşeyin kılıfına uydurulabildiğini, darbelere de bir hukuki kılıf giydirmenin zor olmayacağını, yani hukuki meşruiyeti tartışmanın anlamsız olacağını hepiniz tadir edersiniz... Hem bu sebepten hem de DsMurat'ın haklı uyarılarından, bu konuyu hiç açmamak, olduğu yerde bırakmak en iyisi.--Xyzblood 00:00, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Olayın meşru olup olmamasına madde içerisinde gireceğim ben Murat, burada ki tartışmalardan bağımsız. Çünkü bu çok tartışılan bir konudur, kaynaklar olduktan sonra da sorun yoktur. Darbe sonrası bölümünü boşuna açmadım.. İhtilal diyerek acele etmişsiniz.. Özel mesajda yazdığım gibi ben zaten kimin ne olarak nitelendirdiğini yazacaktım :)) Biz burda kaynağı olduğu sürece hemen herşeyi yazmakla mükellefiz. Meşruluğuna ya da değilliğine girmeyelim demek taraflılık olur, hukukçu arkadaşlarda bu konuda yardımcı olurlar heralde. --Boyalikus 00:03, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Elbette kaynak olduktan sonra diyebilirsiniz ki
Şu şu sebebten gayrimeşrudur.{{{fact}}} Ancak şu şu sebebten meşrudur diye.Bence sorun yok.Bence sorun taraflılık.--Yurekli74 00:10, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Ayrıca aynı cümlenin başında "..."meşrudur" veya "meşru değildir" değerlendirmesi Vikipedi'ye düşmez"... ifadesini kullanmıştım. Hâlâ da arkasındayım; çünkü bunları değerlendirecek olan biz değiliz. Biz sadece yazılanı, söyleneni aktarmalıyız; tahlil yapmak Vikipedi'nin işi değildir. Kısmi uygun bkz. VP:ÖAYV --DsMuratileti 00:19, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
- Murat kızma, farklı bir şey söylemedim.. :) --Boyalikus 00:26, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Madem işin hukuki irdelemesi madde içeriğine sokuldu, bir kaç şey söylemek artık zorunluluk haline geldi. [5](Normlar Hiyerarşisi'ne) göre Tüzükler yasalara, yasalar da en üst norm olan Anayasa'ya uygun olmak zorundadır. Anayasa'nın değiştirilemez nitelikteki 2. maddesine göre Türkiye, demokratik bir devlettir. Bu hüküm normalar hiyerarşisi gereği , tüm alt normlara(ve bu arada sözü edilen tüzüğün vazife çıkarılan maddelerine) etkilidir. Dolayısıyla eski genelkurmay başkanının bu yorumunun hukuki değeri yoktur. Bu durumda, madde içeriğene sokulması yanlış olacaktır.
- Bu arada, Anayasa Mahkememizin dahi hukukçuların yüzünü kızartacak çıkarımlar yaptığını düşünürsek garipsenmemesi gereken bir çıkarım komutanın ki...--Xyzblood 00:33, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
-
- Kızmadım; öyle mi görünüyor
. "Meşruluğuna ya da değilliğine girmeyelim demek taraflılık olur..." demişsin de, bu konuyla en ilgili yorumu ben yazmışım; o nedenle, yazdığım şeyi açıklamak istedim.
Ayrıca, tartışma çok alakasız yerlere gidiyor, bunu da son kez belirtmek istiyorum. Teşekkürler, iyi çalışmalar... --DsMuratileti 00:38, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Kızmadım; öyle mi görünüyor
-
-
-
Sonuç: Konu ile ilgili dolaylı fikir tartışması ve alışverişi kapanmıştır. Lütfen bu konuda yeniden başlık ve tartışma açmayalım. Teşekkür ederim.--Yamşı 19:34, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Giriş cümlesi referansı
- Nihan tarafından giriş cümlesinde yer alan "27 Mayıs Darbesi" ibaresine bu referansı eklenmiş. Ben de aynı kaynaktan aldığım bu referansı ekledim. Belirtmek istedim burada. Saygılar... --DsMuratileti 23:40, 13 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Ben de birkaç kaynak ekledim; Gale'in dünyaca ünlü ansiklopedilerinden... TBMM veya benzeri kurumlar bu noktada pek de üçüncü parti kaynak sayılmamakta. Bu hususta ansiklopedileri; bağımsız ve tarafsız ansiklopedileri, baz almamız çok önemli. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 04:24, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- İlgili kaynaklara erişime sahip olmayan arkadaşlar olabilir diye bir iki alıntı yapayım ifadelerden - ama bir arkadaşa attığım bir mesajda da belirttiğim gibi bunlar gibi üçüncü parti akademik kaynaklarda ihtilal benzeri ifadeler ve isimler yerine, darbe anlamındaki ifadeler yer teşkil eder (military coup, coup d'état gibi)... Maddelerdeki metinlerde de darbe sözcüğü tercih edilmiş ama ben bunun ötesinde madde alt başlıklarının daha dikkat çekici ve belirleyici olduğu görüşündeyim.
- Turkey maddesi, History alt başlığı, The military coup of 1960 alt başlığı (isme dikkat edelim)... örnek ifadeler: On May 27 the army acted; an almost bloodless coup was carried out by officers and cadets from the Istanbul and Ankara war colleges. The leaders established a 38-member National Unity Committee with Gürsel as chairman. (Britannica)
- Turkey maddesi, Political Reforms and Military Coups alt başlığı... örnek ifadeler: A combination of incipient economic crisis and antidemocratic measures prompted a military coup on 27 May 1960. The new military rulers formed a thirty-seven-member National Unity Committee (NUC) and convened a constitutional convention, dominated by supporters of the RPP. (Encyclopedia of the Modern Middle East and North Africa)
- Turkey maddesi, Turkey Since World War II alt başlığı... örnek ifadeler: But when the Democrat Party began issuing harsh regulations to silence any opposition, the army carried out a coup d'etat on 27 May 1960 by occupying government buildings in the capital and in Istanbul and arresting all prominent members of the government, including President Bayar and Prime Minister Menderes. Menderes, along with other Democrat Party leaders, received the death penalty and was executed, an act that many contemporary observers deemed hasty and unnecessary. Since the Truman Doctrine and Turkey's entry into the North Atlantic Treaty Organization in 1952, the Turkish military had been both rapidly modernized and exposed to the standards and practices of the West and its armies. The 1960 coup, led by young army officers and backed by the retired general Cemal Gürsel, had been carried out in the name of defending the constitution. The leaders of the coup intended to restore political power back to the traditional ruling elite, the alliance of state bureaucracy and army officers. (Europe Since 1914: Encyclopedia of the Age of War and Reconstruction)
- İlgili kaynaklara erişime sahip olmayan arkadaşlar olabilir diye bir iki alıntı yapayım ifadelerden - ama bir arkadaşa attığım bir mesajda da belirttiğim gibi bunlar gibi üçüncü parti akademik kaynaklarda ihtilal benzeri ifadeler ve isimler yerine, darbe anlamındaki ifadeler yer teşkil eder (military coup, coup d'état gibi)... Maddelerdeki metinlerde de darbe sözcüğü tercih edilmiş ama ben bunun ötesinde madde alt başlıklarının daha dikkat çekici ve belirleyici olduğu görüşündeyim.
- Bunlar sadece örnektir... üçüncü parti akademik kaynaklarda yaygın seçim cidden bariz; nitekim İngilizce Vikipedi'deki maddenin başlığı da 1960 Turkish coup d'état şeklinde... İhtilal tartışması Türkiye dışında, özellikle akademik çevrelerde ve yazınlarda, pek prim yapmamıştır. Askerî darbe dışındaki isimlendirmelere üçüncü parti Türkiye dışı kaynaklarda rastlamadığımı (tabii bu olamaz demek değil zaten yurtdışındaki metinlerin bir kısmını da Türkler yazıyor), bunun tartışıldığını ilgili alanlarda çalışmalar yürüten akademisyenlere ilettiğimde garip tepkiler aldığımı da belirtmek isterim - tabii bu sadece kişisel bir not ^_^ Sonuçta ihtilal - darbe Türkiye'de, özellikle de son dönemlerdeki bazı çıkışlar sonrasında, iyice keskinleştiğini, genel olarak bu konudaki yazınlara baktığımız Türkiye dışında bu tip bir ihtilafın gözlenmediğini belirtmek isterim. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 04:44, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Bence gayet şık oldu.
Son derece de güzel oldu.Ben isterdim ki benim yaptığım ilaveyi Nihan yapsın.Bu kadar.--Yurekli74 00:30, 14 Haziran 2008 (UTC)
Tamam bunu da ekleyelim maddeye,Nihan'ın yazdığı ilave biraz daha geliştirilebilir ve bu madde eklenebilir.Onu kabul etmeyelim,bunu etmeyelim.O açıklama hukuki bu açıklama değil diyerek bir yere varamayız.Bence Nihan ve ben güzel bir açılım yaptık Xyzblood.--Yurekli74 00:37, 14 Haziran 2008 (UTC)
Nihan'ınkine(sanırım Boyalikus) henüz dikkat etmedim ama bahsettiğiniz açılım, eski genelkurmay başkanının hukuki açıdan hiçbir değeri olmayan kişisel görüşü... Maddeye TSK'nın hele hele darbeyi yapanların hukuki gerekçesi olarak girmesi çok yanlış. --Xyzblood 00:47, 14 Haziran 2008 (UTC)
İşte bu noktada sizinle ayrılıyoruz Xyzblood.Onlar darbeyi yapanlar vurun abalıya mantığı Vikipedi'de yoktur.VP:TBA --Yurekli74 00:51, 14 Haziran 2008 (UTC)
Ne vurması, nerden gidiyorsunuz?.. Ben azıcık hukuk bilen herkesin bu demece güleceğini söylüyorum. Kim kime nerde vurmuş... --Xyzblood 00:54, 14 Haziran 2008 (UTC)
Neyse, bu haliyle taraflı şablonunu hakediyor zaten, daha fazla dil dökmeye gerek yok. İyi geceler...--Xyzblood 00:58, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Henüz hukuk meselesine gelmeyeceğiz sanırım. Şu önemlidir ki; Askerî Ceza Kanunu Atatürk'ün koyduğu kanundur. TSK İç Tüzüğü ise darbecilerin koydukları tüzüktür. Sırası gelince konuşalım. İyi çalışmalar. Görüşürüz. Takabeg ileti 01:06, 14 Haziran 2008 (UTC)
Gelmişiz bile: http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=27_May%C4%B1s_Darbesi&diff=3533099&oldid=3533085 --Xyzblood 01:09, 14 Haziran 2008 (UTC)
- 'İhtilal' tercih edenler: Aslında mesele 'darbe vs ihtilal' meselesi değildir. Kimlerin hangi terimleri kullandıklarıdır. Bunu olduğu gibi aktaralım. Mesela Necip Torumtay hem 27 Mayyıs ihtilali hem de 27 Mayıs kullanıyor (Org.Necip Torumtay, Orgeneral Torumtay'ın anıları, Milliyet yayınları, s.42-43. 22 Şubat için 22 Şubat Olayı terimini kullanıyor. Cemal Madanoğlu'nun anıları 1953'de bitiyor da önsözünde İlhan Selçuk 27 Mayıs devrimi diyor (Madanoğlu Anılar 1911-1953, Evrim Yayınevi, İstanbul, s.7.), Davut Dursun adlı araştırmacının kitabın başlığı 27 Mayıs Darbesi (Davut Dursun, 27 Mayıs Darbesi, Şehir Yayınları, İstanbul, 2001), Arparslan Türkeş, 27 Mayıs harekâtı (Hulûsi Turgut, Şahinlerin Dansı, ABC, İstanbul, s.181, Hulûsi Turgut ise 27 Mayıs ihtilâli kullanıyor), Şevket Süreyya Aydemir, 27 Mayıs ihtilâli (Şevket Sürreya Aydemir, Menderes'in dramı, Remzi Yayınevi, İstanbul, s. 432). Şimdilik bu kadar. Başka koliyi açmam gerekiyor. Takabeg ileti 01:01, 14 Haziran 2008 (UTC)
- 27 Mayıs'ın ideolojik meselesi dışında maddi etkenleri de yazsak? Darbe sonrası bölümünde OYAK, Alyans Evler v.s. Takabeg ileti 01:01, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Düzenle ve kaynaksız şablonları çıkarıldı
Sizler tartışırken :))) bir yandan Nihan tarafından yoğun yürütülen çaba ve emek sonucu maddeye önceden eklenmiş olan düzenle ve kaynaksız şablonları tarafımdan çıkarıldı ve yalnızca Taraflı şablonu madde de bırakıldı. Onunda kalkması için oydaşmaya gerek olduğu gibi maddenin tümden bir elden geçirilmesine gerek olabileceğini düşünüyorum. Bu konuda Nihan'a gösterdiği çaba için özel olarak teşekkür ederim. Teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.--Yamşı 01:00, 14 Haziran 2008 (UTC)
Takabegg kaynak bulmalısın :) hepsini yazıcaz.. Yargılamalar bölümünde bir Adnan Menderes var.. ekliyorum bir şeyler. --Boyalikus 01:12, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Darbe sonrası ilan edilen Hürriyet ve Anayasa Bayramı'nı unutmayalım.Emek verenlere teşekkürler.İyi çalışmalar.--Yurekli74 01:19, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Darbe Sonrası
Şu ya da bu durumdan çok ansiklopedi olarak olaylardan kişilerin birey olarak nasıl etkilendiğinden çok olgusal etkilerin bu bölümde işlenmesi gerekecektir. Bu darbe/ihtilal/devrim adı her ne olursa olsun salt olumsuz sonuçları değil aynı zamanda olumlu sonuçları da toplumsal yaşama olmuştur. Bu açıdan örnek vermek gerekirse sendikal faaliyetler ve işçi hakları gibi temel yaşamsal olgularda bu sürecin sonuçlarındandır... Bu örneği verme gerekçem bu bölüm madde içinde gerçekten en can alıcı bölümü olacaktır. Olay yalnızca öcü ve ciciler açısından değil olgusal ansiklopedik nitelikler açısından da bu bölümde ayrıntılı işlenebilmelidir. İşçi hakları ve diğer sosyo kültürel değişim olgularının madde de ilgilenen arkadaşlarca işlenmesi yerinde olacaktır. Teşekkür ederim.--Yamşı 02:30, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Özgün araştırma
Özgün araştırma olduğu düşünülen kısımlar belirtilmeli.. --Boyalikus 04:36, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Belirt işte,nasılsa başladın bir kere :) --Yurekli74 04:38, 14 Haziran 2008 (UTC)
Uykumuz geldi dimi Yürekli :) Özgün araştırma şablonu koyulmuş diyorumki, inanın kim koydu geçmişine bakamayacak derece de yoruldum, kim öyle düşünüyorsa nedenini yazsın :)Leyla oldum burada şaşı bakmaya başladım --Boyalikus 04:39, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Ben takıldığım yerleri kaynaklandırıp sana iletiyorum.Daha sonra tekrar bakarım.--Yurekli74 04:42, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Öncelikle ilgili kısımdaki ana sorun kaynaklandırma. Partilere dair çeşitli iddialar var, çeşitli veriler veriliyor fakat hiçbirinin birebir kaynaklandırması yapılmamış. Belki genel kaynaklar kullanılmıştır bu ifadeler için fakat iddialara ve verilere yer veriliyorsa birebir kaynaklandırma yapmak şarttır. Örneğin parti oy oranları gibi verilen mutlaka birebir kaynaklarla desteklenmesi gerekmektedir.
- Özgün araştırmayı koymamın sebebi birçok yorumun mevcut olmasıdır. Örneğin:
-
-
- "Muhalefetin toplam oy miktarı DP'yi geride bırakıyordu. Demokrat Parti,matematiksel olarak muhalafet partilerinin oyları karşısında azınlığın iktidarı konumundaydı. Seçimlerden sonra siyasi ortamdaki gerginlik hızını arttırarak sürdü. CHP yurt çapında destek görmeye başlamıştı. Bir önceki seçimde %35 olan oy oranını % 41'e yükseltmesi bunun göstergesiydi. Oysa DP 1954'te % 57 olan oy oranını % 47'ye düşürmüştü."
-
- Yukarıdaki ifade birçok yorum içermektedir. Öncelikle oy oranlarından yola çıkarak biz azınlığın iktidarı yorumunu belirtemez, bu tip bir yaftayı kullanamayız. Bu, bu özelliğe dikkat çekilemez anlamına mı geliyor? Hayır. O zaman veya bu zaman bu lafı etmiş kayda değer biri varsa veya kayda değer bir kitap varsa "... kaynağı muhalefet partilerinin oy oranlarının toplamı karşısında DP'nin oy oranlarının daha az olmasından yola çıkarak iktidar için azınlık iktidarı ifadesini kullanmıştır" diyebiliriz. Ama kendimiz belirli verilerden bir çıkarım yapıp bir yorumda bulunamayız. Bu bariz VP:ÖAY ve VP:D ihlâli olur. Aynı şekilde oy oranlarından yola çıkarak "... partisi yurt çapında destek görmeye başladı" da dememiz doğru değildir. "... gibi hamleler sonrasında ... partisine olan destek artmış, oy oranları ...'dan ...'ya yükselmiştir" desek neyse... Daha yuvarlak ve yumuşak ifadeler kullanmamız lazım; keskin ifadeler kullanırsak yorum yapmış gibi oluyoruz - kastımız ve kurallarımız bu olmasa da...
- Ayrı metinlerimizde, tba, öay gibi kurallarımız ve ansiklopedik format gereği daha az edebi, daha verisel ifadeler kullanmalıyız. Cezaevleri tutuklu gazetecilerle doluydu. tipi bir ifade yorumsal kabul edilir ama "Cezaevlerinde 3294540 civarında gazeteci tutuklu olarak bulunmaktaydı" veya "Tutuklanan gazeteci sayısı 35739293'ü bulmuştur" tarzı ifadeler kullanmamız daha yerinde ve uygun olacaktır. Evet, bu tip verileri bulmamız belki zor olabilir ama bu tip yorumsal ve hatta bazısı tarafından taraflı yorumlanabilecek ifadeleri kullanmaktan iyidir. Bu arada kullandığım sayıların tamamen klavyemin ve hayal gücümün ürünü olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım ^_^
- Sonuç olarak güzel bir metin fakat bu tip ayrıntılarda yorumsallık mevcut... yorumsallık durumunda da ÖAY şablonu koyuyoruz, ben de bunu yaptım. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 04:54, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- O kısmı ben yazmamıştım, zaten taraflı şablonuda duruyor maddede.. Baştan sona elden geçirilmesi lazım üslup bakımından zaten daha önce Rüzgar CHP bakışıyla yazılan kısımlar olduğunu söylemişti. Eksiklikler kapansın yeniden düzenlenir. Yukarda gösterdiğiniz kısım bariz taraflı. iyi çalışmalar.--Boyalikus 05:04, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Nihan'ın mesaj sayfasında da belirttim.Buraya aktarmayı da uygun görüyorum.*Madde ki bu cümle tamanen hatalı:Fakat halk oylamasına sunulan Anayasa toplumun çoğunluğunun onayladığı bir anayasa olamamıştır. 1961 anayasası,halkoyunda %61,5 oyla kabul edilmiş.Bkz.[[6]]
--Yurekli74 04:11, 14 Haziran 2008 (UTC)
Ama ben onun için kaynak belirttim.. Hukukçular o oranı büyük bir çoğunluk olarak kabul etmiyorlar.--Boyalikus 05:04, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Tamamen hatalı demek doğru değil, zira: verisel olarak oy çokluğu ile kabul edilmiş olması ile, toplum tarafından benimsenmiş olması, onaylanmış olması arasında farklar vardır... nitekim birçok akademisyen (özellikle hukukçu ve sosyolog) tersini iddia etmekte, halk oylamasındaki sonucu çeşitli etkenlere dayandırmakta veya çıkan sonucu nitelikli çoğunluk olarak tanımlamamaktadırlar. Sonuçta verisel olayların, sonuçların incelenmesi ve yorumlanması çeşitlilik gösterebilir; bu çok normal. Bu tip iddialara, kayda değer isimler tarafından yapıldıkları sürece yer verebiliriz. Nitekim sanırım Nihan bu sayfanın kaynakçasındaki bir notu benim koyduğum kaynak göster şablonu sonrası ilgili ifadeye eklemiş. Verisel bilgilere karşı çıkan akademik bazlı tezler olabilir, bunlara da yer veririz fakat üçüncü parti olarak yer vermemiz daha doğru olur: "Bazı akademisyenler ve uzmanlar halk oylamasına sunulan ana yasanın, halk oylaması sonucu seçilmiş olsa da, gerçekte halkın çoğunluğunun onayladığı ve benimsediği bir ana yasa olmadığını iddia etmişlerdir" tarzı bir ifade ver arkasından kaynağı göstermek daha uygun olur. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:07, 14 Haziran 2008 (UTC)
- O kaynağı bende okudum.Ortada bir rakam var ve halkoylamaları adı üzerinde çoğunluk/azınlık kuralına göre sonuçlanır.Bkz.[[7]]--Yurekli74 05:08, 14 Haziran 2008 (UTC)
O tam olarak bir kaynakça notu değil, Kemal Gözler'in bir çalışmasında Ergun Özbudun’un gözlemlediği gibi[51], 1961 Anayasası hakkında yapılan 9 Temmuz 1961 tarihli halkoylaması, bu Anayasaya karşı Türk toplumunun bazı kesimlerinde güçlü bir muhalefet olduğunu göstermiştir. olarak devam eden ve 2 kişiye atıfta bulunarak yazdığı bir değerleme.. Benim yazmış olduğum ifade düzeltilebilir tabi ki..--Boyalikus 05:12, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- İfadede yeniliğe gittim. Bu halinde sorun olursa tartışılabilir tabii ki... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:23, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Bence son derece güzel oldu.--Yurekli74 05:25, 14 Haziran 2008 (UTC)
- "...çoğunluğunun onayladığı bir anayasa olamamıştır" ifadesine takıldım ben. Halk oylamasından %61.7'lik bir evet oyu çıkmış; yarımın bir fazlası çoğunluk değil midir? İfadeye düzeltmeye gidilse iyi olacak; karmaşıklık var gibi. Ben çıkmak zorundayım, iyi çalışmalar... --DsMuratileti 05:43, 14 Haziran 2008 (UTC)
- %61 bir rakamdır ve çoğunluktur.Bence bu haliyle kalmalı,o uzman ve akademisyenlerin matematik bilgileri sınansın ve taraflı yorumları da okunsun.--Yurekli74 05:50, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Bu elbette verisel bir çoğunluk veya matematiksel bir çoğunluk anlamında değildi... bununla birlikte olası yanlış anlamaları kaldırmak için şöyle yaptım: "birçok kesiminin"... eğer itiraz olursa tartışabiliriz... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 06:07, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Bu tartışmalara harcanan zaman lütfen maddeye yapılsın
Oran algısı ile o kadar uğraşmak ansiklopedi açısından doğru bir tutum değildir. Bakınız günümüz siyasetinde Türkiye'de %47 almış bir parti bile kendisini milli irade (yani kahir çoğunluk oydaşması) olarak görebilmekte ve bunun üzerinden siyaset üretebilmektedir. Bu nedenle anayasa halkoylamasında %61'i aşmış bir oran üzerinden yorumları olan bazı yazarların görüşlerine yer verilebilir ancak bunlarında o kişilerin kendi öznel nitel görüşü olduğu verilen metin içinde iyice nesnel bir anlatım ile vikipedi olgu nesnelliği ile yazılmalıdır. Yoksa %47'nin de bir çok akademisyen vb tarafından da milli irade yanılgısı ile bakışlarına bu maddeyi de düşürmüş oluruz. Diğer bir eleştirimi de yazılı kaynak ve benzerleri anlamında kullanılan üçüncü parti kaynaklar konusuna yönelteyim; bu adı sayılan ve yere göğe sığdırılamayan ansiklopedileri falan bizlerin bilmediği nesnel tanrısal güçler mi kaleme almış? Sonuçta o ansiklopediler vikipedi kadar nesnel bile değildir, aksine özneldirler. Vikipedi gibi maddeleri tartışarak o ansiklopedileri oluşturmaya kalksalardı üretici şirketler bunları üretmez salt süren tartışmalardan dolayı daha ilk yıllarında iflas edip giderlerdi. Tartışmaları da onlar yöntem olarak kabul etseydi ortalama 100.000 maddeli bir ansiklopediyi 100 yıldan önce yazamazlardı. Bu ansiklopedilerin sonuçta ticari ve para kazanmak üzere yazılmış metinler olduğunu da unutmayalım. Onların birincil amacı ticari olarak kâr etmektir yoksa nesnellik falan değildir! Sonuçta bilenler bilirki bu üçüncü parti kaynaklarda o kadar önemsenecek matah kaynaklar olmayıp sıradan yazarların maddeleri kaleme aldığı içinde fikir oydaşması ve benzeri gibi çağdaş yazım yöntem ve tekniklerinin olmadığı öznel özgün kaynaklardır. Yukarıda yürütülmüş tartışmalardan da ortaya çıkan sonuç başkalarının özgün ticari özneli ile kendi ayağımıza kurşun sıkmayalım. Yazılı ve basılı hiç bir kaynak evrensel mutlak yalın bir gerçeği ifade etmez gerçekliğini unutmadan onlarında aslında yayıncının, yayınlandığı ülkenin, maddeyi yazan yazarının kendi özgün özneli olduğunu unutmayalım. Bu veri ile hareket edilir ise vikipedi yazarları daha nesnel olabilir. Unutulmaması gereken konu başka birisinin özneli evrensel veri değil onun ticari öznel ürünüdür! Başkalarının özneli üzerinden fırtına çıkarmak vikipediye zarar verici olabilir. En fazla bunların madde içinde sıradan birer dipnot değeri vardır ve o kadarla da sınırlıdır. İyi çalışmalar derken yine de tartışmalara harcanan zaman ve ilginin bu madde üzerine ve diğer maddeler üzerine yoğunlaşılarak değerlendirilmesi ve somutlanması taraftarıyım. Teşekkür ederim. :))--Yamşı 09:23, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Yorumunuzda Vikipedi dışına çıkıyorsunuz. Burası bir forum değildir. Lütfen madde üzerine yoğunlaşalım. Akademik kaynaklara öncelik vereceğiz elbette; akademik kaynaklara dair kuşkularınız başka akademik kaynaklarca dile getirilmemişse yer verilebilecek kayda değerlikte bile değildir. Herkes zaten madde üzerine yoğunlaşıyor ama elbette konuların birçoğu tartışmalarda şekilleniyor; doğru olan da budur. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 12:22, 14 Haziran 2008 (UTC)
Vikipedi kullanıcılardır! Kurallarını ve benzeri herşeyini kullanıcılar oluşturmuş ve oluşturmaktadır. Vikipedi bir statükoyu değil gelişimi dönüşümü ve üretimi ifade eder. Teşekkür ederim--Yamşı 12:28, 14 Haziran 2008 (UTC)
Vikipedi bir ansiklopedidir: VP:VND. Bu sözleri daha önce de duymuştum... ^_^ ne zaman söylendiği fark etmiyor ama; popülizm mekânı değiliz, forum değiliz, ansiklopediyiz. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 13:18, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Üreticisi ve uygulayıcısı (kullanıcılar) olmadan bir ansiklopedi olamayacağını es geçmişsiniz ama bu güzel polemiğinize burada ve bugün yanıt vermek istemiyorum. İleride genel bir poltikalar üzerinde tartışma açılırsa o zaman bunları tartışalım deyip konuyu kapatıyor ve maddeyi okumaya dönüyorum. İstediğiniz gibi düşünebilirsiniz buna da saygı duyarım ve uygarlık anlayışı gereği duymakta zorundayım. Teşekkür ederim.--Yamşı 13:36, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Taraflı İfadeler
DP iktidarının tarım burjuvazisine ve büyük toprak sahiplerine imtiyazlar sağlaması, kent ağırlıklı büyük ticaret ve sanayi burjuvazisini muhalif bir konuma iter. Kötüye giden ekonomi, yüksek enflasyon, kamu çalışanlarına ödenen düşük maaşlar DP'ye karşı kitlesel hareketlerin oluşumuna neden olur. şeklindeki kullanım taraflı gözüküyor.--Xyzblood 09:52, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Sosyalist bir yorum ve taraflı bir ibare olduğu kanısındayım ben de... zaten kaynağı da kaynak standartlarımızı karşılamayacak denli taraflı. Tarafsız, bağımsız ikinci ve üçüncü parti bir kaynak olmadığı bariz. Bu durumda bence ifade ya kaldırılsın ya da düzeltilsin... Şu tip bir düzeltme de uygundur: "Daha sonraki bazı sosyalist çevreler ... iddia etmiştir." Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 12:20, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Gece maddeden iki şablonu kaldırırken üçüncüsü olan Taraflı şablonunu bırakmama neden olan bir kaç yerden birisi de o bölümde yer alan anlatım biçemidir. Teşekkür ederim--Yamşı 12:25, 14 Haziran 2008 (UTC)
- O sosyalist bir ifade değil aslında ama burada mevzu olan şey DP değil tam anlamıyla, bu yüzden burada çok detaylı olarak anlatmak gerekmez bu tür kısımları. iyi çalışmalar..--Boyalikus 19:48, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Metin üzerinde tümden ve kitlesel katkı ile her türlü taraflı kabul edilen ya da işaretlenen ifadeler temizlenmektedir. Çalışma var şablonu kalktıktan sonra bu konu gerek duyan olursa ele yeni bir başlık altında açmaya uygundur. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:38, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Son değişiklik
Kullanıcı tartışma sayfama eklenen bu notu ilgisi nedenyile buraya aldım:--Yamşı 11:01, 14 Haziran 2008 (UTC)
Anayasa mahkemesinin kurulması alt başlığını kaldırmanızı öneririm. Zira 1961 anyasasının getirilerine girmiş olacağız. Bu da bunun dışında bir çok kurumun kuruluşuna girmemizi gerektirecewktir. Bu konuyu 1961 anyasası maddesine bırakmak en doğrusu olacaktır.--Xyzblood 10:52, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Olgusal olarak maddenin bu bölümü içinde en önemli iki üç önemli başlıktan birisi de Anayasa Mahkemesinin kurulmasıdır. Geceki yazışmalarınızdan anladığım kadarıyla hukukçu ya da hukuk eğitimi almaktasınız. Bu sürecin ortaya çıkmasına neden olarak gösterilen en önemli etkenlerin başında 1960 öncesi Anayasa Mahkemesi gibi bir yapının olmaması gösterilir. Neden olgusuna yol açan bir kavramın varlık nedeni olan ana maddesinde kısaca işlenmesi nesnellik gereğidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 11:01, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bence bu maddeye
ekleyerek özetin yazılması yeterlidir ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi maddesi geliştirilsin. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 11:07, 14 Haziran 2008 (UTC)
1961 anyasasıyla getirilen bu gibi yeniliklerin tamamı takdir edersinizki asksaklıkları giderme düşüncesiyle düzenlendi. Yani yalnızca Anayasa Mahkemesi değil, Diyanet İşleri, Milli Güvenlik Kurulu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu da bir gereklilik görüldüğünden getirilmiştir. Ayrıca Sosyal Devlet İlkesinin yer alması, Milliyetçi Devlet ilkesine yer verilmemesi, Çoğulcu demokrasi de hep bir gereklilik olduğu düşüncesiyle düzenlemeler arasına koyuldu. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında bu düzenlemelerin tamamına yer vermeniz gerekecektir. Bu da maddenin 1961 anyasası maddesiyle iç içe geçmesine neden olacaktır. Bu düzenlemenin kalkaması en iyisi olur. Ancak siz Anayasa Mahkemesi'nin yeri başka, o illaki bulunmalı derseniz Takabeg'in önerdiği kadarıyla sınırlı kalsın derim.--Xyzblood 11:24, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Başlığa darbe yazanlar ardından Anayasa Mahkemesi kurulmasına ne diyorlar??? ...Özellikle de askeri müdahaleyi darbe adıyla gayrımeşru ilan edenlerin Anayasa Mahkemesi hakkında ne düşündüklerini bilmek isterim.Sizin temelsiz mantığınızla bu mahkeme de gayrımeşru,anayasa da gayrımeşru.Çünkü hepsi gayrımeşru(!) bir hareketten sonra yapıldı. Halkçı 11:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
Zaman tünelinden özellikle de '80 öncesinden kopup gelmiş gibi konuşmayın. Görünen o ki zihninizde insanları kamplara bölmüşsünüz. Kimsenin Anayasa Mahkemesi'ne karşı çıktığı yok. Ama bunu siz bilin diye de söylemiyorum. Çünkü karşımda değer verilecek bir üslup göremiyorum.--Xyzblood 11:38, 14 Haziran 2008 (UTC)
MGK'nın yaptığı reformları mı yazacağız. Yoksa devamı da mı? Yani nereye kadar yazacağız? Cemal Madanoğlu Haziran 1961'de gidiyor ve 22 Şubat 1962 ayaklanmasında MGK'nın etkisi yok. 1964'de kurulmuş TRT'yi de mi kapsamalı? Bu Time-range meselesini de konuşalım. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 11:36, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Neden olgusuna yol açan bir kavramın varlık nedeni olan ana maddesinde kısaca işlenmesi nesnellik gereğidir. Biçiminde üst kısımda yer alan son tümcemin yeterli olduğunu sanıyorum. :)) Cumhuriyet tarihinin en önemli 5-6 olgusundan birisinin kamu ve toplum yaşamına etki ve sonuçları da maddesinde maddenin özünü bozmadan ve aşmadan işlenmesi bilgi doyuruculuğu ve bütünlüğü açısından gereklidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 11:38, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bence yeterli değildir. Fakat şimdi çıkmam lazım. Görüşmek üzere. Takabeg ileti 11:42, 14 Haziran 2008 (UTC)
MGK yada Diyanet de önemlidir bu anlamada. Ancak belliki bir ortak noktada uzlaşmışız. Orada bırakalım. Dediğiniz gibi amacını aşmadan, kısa bir açıklama yapıp topu ilgili maddeye atalım.--Xyzblood 11:43, 14 Haziran 2008 (UTC)
Kişiler ve diğerleri ile ilgilenmemeli maddenin bu bölümü örneğin önemsediğim bir diğer olguda iş ve çalışma hayatına (sendikalar vs.) bu sürecin getirdikleri de Anayasa Mahkemesinden sonra bu başlık altında Takebag'in önemseyip açtığı ara başlıklardan daha etkin ve belirleyici sonuçlarındandır.--Yamşı 11:49, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Size göre daha önemli olabilir. Başkalara göre önemsiz olabilir. Mesele hangisinin önemli olup olmaması değildir. Yani bu maddede nereye kadar ele alacağız? Bunu konuşmak isterdim. Takabeg ileti 13:42, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sınırı yukarıda verdiğimi sanıyorum. Diğer yandan yazım amacımı aşmış olmalı ki bu biçimde bir sorgulama yapmışsınız kusura bakmayın. Olgusal sonuçları öne alalım anlamında konuya bakıyorum. Süreç sonrasının en önemli toplumsal olgusu anayasa mahkemesinin kuruluşu ve işçi haklarında oluşan özgürleşmelerdir. Diğerleri bu ikisinden sonra gelen konulardır ama önemsizdir demedim, yalnızca sizin öncelleminize dikkat çektim. Olgusal sonuçların dışında kalan konulara bireyler vb. Darbe Sonrası başlığında yer vermeyelim. Yanlış algılanmama yol açan ifadem için üzüntümü kabul edin. Teşekkür ederim.--Yamşı 13:52, 14 Haziran 2008 (UTC)
1961 Anayasası maddesi çok cılız bence oraya ekleyecek şeylerde bırakmalıyız :)) --Boyalikus 19:48, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Başlıklara referans konmamalı
- Merhabalar,
- Başlıklar alıntı olmamalı, doğrulanabilirlikle ilgili bir durum varsa da içerik madde içeriğinde tekrar edilmeli, kaynak da orada verilmeli - madde başlıklarına referans şablonu konulmaz. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 12:27, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Uyarınız ve dikkatiniz için teşekkür ederim yemek öncesi unutmamak üzere ara başlığa bıraktığım kaynakça notu taslak ilk paragrafına aktarıldı. Teşekkür ederim.--Yamşı 12:40, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Düzeltildi.--Yamşı 21:09, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Vikipedi'yi kaynak göstermesek...
- Merhabalar,
- Şu an 25. olan girişte, Cemal Gürsel ile ilgili bir referans Vikipedi'yi gösteriyor... Vikipedi yerine daha uygun bir kaynak bulmamız mümkün değil mi? Yarın o maddede tarafgirlik veya doğrulanabilirlik gibi sorunlar çıkarsa ne yapacağız? Başka bir kaynak bulsak iyi olur. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 13:16, 14 Haziran 2008 (UTC)
http://www.yeniasya.com.tr/2008/05/27/yazarlar/lsalihoglu.htm http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=142954 http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13&yazitar=28.05.2004&yaziid=6850
İnternette bu kadarı gözüküyor. Ancak hepsi yazar. Ne derece güvenilir olacağı tartışılabilir.--Xyzblood 13:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Gece o kaynağı ben eklemek zorunda kaldım. Kim oraya fact koymuşsa benim okuduğum gibi madde içinde mavi olarak belirli olan Cemal Gürsel maddesini okusa aslında kaynak gereksinimi olmadığını da görebilirdi. O fact şablonunu eklemiş olan kullanıcıya saygımdan silmek yerine dahili bir kaynak olarak o linki verdim. Teşekkür ederim.--Yamşı 13:39, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Gazete bağlantısı, hele de birden çoksa, Vikipedi bağlantısından iyidir. Bu sebeple var olan kaynak yerine bunları koymamız daha sağlıklı olacaktır. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 13:41, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Değiştirilmiş ve yerine 5. ve 6. kaynaklar eklenmiş.--Yamşı 21:21, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Başlıklar
- Başlıkların biri "İnönü'nün "Büyük Taarruz"u ve İktidarın "Uşak" Valisi". Bana, bu çok taraflı geldi. Neredeyse, "Yaşasın İnönü" falan olacakmış
. Bu gibi başlıkları düzeltsek iyi olacak bence... --DsMuratileti 13:46, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Kesinlikle değişmesi lazım o başlıkların; ne ansiklopedik bir uslûptalar ne de tarafsızlar... Yaratıcı olmuşlar gerçi ^_^ Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 13:58, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Elimden geldiğince düzenledim. Sıkıntı yaratan bir nokta varsa, fikir alışverişinde bulunalım. İyi çalışmalar... --DsMuratileti 14:34, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Düzeltilmiş gibi duruyor; teşekkürler ^_^ Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 14:49, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- O başlıklar ne kadar ansiklopedik değilse karşıdevrimcilerin desteklediği darbe kelimesi de ana başlık için ansiklopedik değildir.Merhum İnönü'ye gelince taraflı olduğunu hemen söylüyorsunuz peki madde başlığı niye hala darbe???...bunun da taraflı ve yorum içeren bir başlık olduğu aşikar. Halkçı 16:02, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
Terbiyenizi takınsanız yazdıklarınız daha değerli hale gelecektir. Bu yazınız muhtemelen silinecek ve muhtemelen ceza alacaksınz. Peki ne işe yaramış olacak söyledikleriniz?..--Xyzblood 16:08, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Karşıdevrimci derken buradakileri kastetmedim.Kamuyounda karşıdevrimci bir grup olayı darbe olarak nitelendiriyor.Bu yüzden bu kelimeyi kullandım.Muhatabı buradakiler değil.
-
Halkçı 16:14, 14 Haziran 2008 (UTC) + Terbiyesizlik yaptığımı düşünmüyorum.Terbiyesizlik veya saygısızlık yapılıyorsa burada benden başkaları tarihe karşı bunu inatla sürdüyorlar.Ayrıca dünkü çalışmalardan sonra başlığın durumu berbat.Halkçı 16:16, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Madde adından bahsetmiyoruz Halkçı, içerikteki başlıklardan bahsediyoruz. --DsMuratileti 16:17, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bakın, sorun kimden bahsettiğiniz değil, üslubunuz. Burası stadyum değil. Hakaretlerinizi buradakilere yöneltmeseniz bile aşağıladıklarınız gibi düşünenler olabilir burada. --Xyzblood 16:23, 14 Haziran 2008 (UTC)
Ne olursa olsun tarihi değiştirmeyelim:) 'İhtilâl Beyannameleri' bir terimdir. Bunu 27 Mayıs filan .... yapamayız. Bunlar 27 Mayıs değil Nisan ayında yaşanan olay. Bence darbe, ihtilal terimlere fazla titiz olmamıza gerekmiyor. Olduğu gibi aktarmamız yeterlidir. İhtilâl ve devrim savunan arkadaşlarımız varsa Yön dergisi ve o çevrede toplananları inceleyin. Daha verimli sonuca ulaşabilirsiniz. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 16:24, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Uşak olayları olarak değiştirilmiş. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Sınır
Bence 22 Şubat'tan sonrakiler için başlık' açmamıza gerek yoktur. 'Ayrıca bakınız'da yer almaları yeterlidir. Ne dersiniz? Takabeg ileti 16:48, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Sizin sınır konusunda önerdiğiniz ve tarih vermeniz bunu 22 şubat olarak öne çıkarmanızı anlıyor ve kabul edilir buluyorum. Tarih sınırı korsanız sürecin içinde ve etkisinde olan önemli tarihsel olayları da zaman aralığında ele alalım diyorsunuz bende bunun dışında ek olarak ikinci başka bir şey daha diyorum o da sürecin yolaçtığı olgulardan mutlaka söz edilsin diyorum. Sizde bende biliyoruz ki bazı olaylar çok uzun yıllara sarkarak 1970'li yıllara kadar sürmüştür bu nedenle olaylar için tarih sınırı maddeyi boğucu olmaktan kurtarmak için gereklidir. Ancak bu tarihlemeden bağımsız olarak toplumu etkileyen ve dönüştüren yaşamsal önemde olgular olmuş ise onlar mutlaka madde içerisinde olmalı ve kısaca da olsa değinilmeli ve yer verilmelidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 18:41, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Senatonun kurulması...
1961 Anayasası ile Türkiye'de Cumhuriyet Senatosu , Danıştay gibi kurumlar kurulmuştur.Madde de belirtilmelidir.Aslında 27 Mayıs sonrasında yapılan ilk seçimlere kadar olan bütün olaylar bu madde de yer almalı.Bu Türkiye'nin başlıbaşına bir dönemi.--Yurekli74 19:27, 14 Haziran 2008 (UTC) Seçimlerin yapılmış olması her darbenin ardından olduğu gibi,Ordunun kışlaya dönmesinin,dolayısıyla demokrasinin geri gelmesinin tek göstergesidir.--Yurekli74 19:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bu girişteki referanslar biraz abartılmamış mı?--Boyalikus 19:41, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Danıştay daha eski. Cumhuriyet senatosundan girip getirilen yeniliklerin sonundan çıkacaksak çok kısa hatta mümkünse yalnızca isimlerini zikrederek yapalım bu işi. Aksi halde 1961 anayasası maddesinin değeri kalmaz.--Xyzblood 19:42, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Bende belirtilsin dedim.Bence mahsuru yok.Ancak bu bir darbe dönemi ve sona erdiğinin tek göstergesi milletvekili seçimlerinin yapılmış olması.Yani son alt başlık 15 Ekim 1961 Seçimleri olmalı.Türkiye tarihi yazmıyoruz.Xyzblood'a katılıyorum.Maddenin gittikçe uzaması gereksiz ve konuyu dağıtıyor.22 Şubat olayı (keza 1961 Anayasasıda) zaten başlı başına birer madde ve Türkiye'de askeri darbeler şablonunda yeralıyor.Konular uzadıkça günümüze kadar geliriz.Genelkurmay bugünde açıklama yapmış :).--Yurekli74 19:55, 14 Haziran 2008 (UTC)
- 15 Ekim 1961 seçim sonuçları son alt başlık olmalı.Senato,Anayasa Mahkemesi vs. 61 Anayasasında ele alınmalı.Haklısın Xyzblood.--Yurekli74 20:02, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Birde maddeye Milli Güvenlik Kurulu eklenmiş,o kurul 61'de değil 82 anayasasına tabidir.Nihan işini savsaklama :) --Yurekli74 20:08, 14 Haziran 2008 (UTC)
- MGK'nın kuruluş tarihini tekrar inceleyin. 1961 Anayasasının 111. maddesine bakın. Vikide bilgiç yapmamalı. Her zaman kendi bilgilerini de sorgulamalıyız. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 22:19, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Burası bir tartışma sayfası değil mi?Xyzblood bu konuda beni mesaj sayfamdan uyardı.Bilgiçlikle ne alakası var?Kişiselleşmeyelim lütfen.--Yurekli74 22:28, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Hadi bakalım, herkes el atsın bu kadar dipnot var, üslubu düzeltilip tarafsızlığı giderilince kaliteli maddemiz olacak sanırım bir tane daha.. :)) --Boyalikus 21:20, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg 27 Mayıs'ın nedenleri başılığının hemen altına bıraktığın söz, araştırdığım kadarıyla yalnızca dedikodu. Kaynaklandıralım diye bırakmıştın ama kaynak bulamadım. Emanetmiş gibi de duruyor. Şimdilik çıkarıyorum, sen yine bir göz atarsın.--Xyzblood 21:49, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- O kaynağın aynısını başka bir linkte ben verdim.. Altemur Kılıç'ın bir yazısıdır o..--Boyalikus 21:58, 14 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Anayasa Mahkemesinin kuruluş kısmında topluca ele alınmış. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:29, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Ben takip ediyorum.
Takıldığım bir yer olursa belirtirim.Kolay gelsin.--Yurekli74 21:57, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Anayasa Mahkemesi meselesi
Bence bunu abartmamalıyız. Bence bu süreç için hiç önemli olay değildir. Ne yazık ki bias var. Takabeg ileti 22:09, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Bu konuya önemli değil diyorsanız o zaman 27 Mayıs'ı konu alan bu maddenin vikipedi üzerinde yer alması da daha gereksizdir. Konu sonucundan varlığı itibariyle daha önemsizdir. 27 Mayıs türkiye de rejimi değiştirmiştir!!! Rejimi değiştirmiş bir konunun olgusal sonuçları günümüzün toplumsal yaşamını bile toplumbilimsel olarak etkiler ve yönledirdiği ortadayken... Önemsiz demenizi esef verici bulduğumu olgu nesnelliği adına belirtmek istiyorum. Bu konu ve işçi hareketlerinin önünün açılmış olması 27 mayısın türk toplum hayatına soktuğu en önemli iki sonucudur.--Yamşı 22:18, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Bunların darbeden çok 1961 anayasasıyla ilgisi olduğunu düşünüyorum. Elbette hepsi birbirinin neticesi. Dolayısıyla arada ciddi bir bağ var. Ancak madde de amacından sapıp 1961 Anayasası maddesiyle içi içe geçecektir. Ufak bir bölümde hepsine deyinip topu ilgili maddelere atmak en uygunu olacaktır.--Xyzblood 22:32, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
Buna takılıp kalmak yerine maddeye dönmek daha iyi olacak. Yukarıda da bu konularda yazdıklarım ortada tekrara girmek istemiyorum. Takabeg'in asker ile ilgili olayları öncelemesi diğerlerini önemsiz sayması olgu nesnelliği adına bana ilginç geldi. O konular olmasın anlamında da yorumlanmasın bu yazdıklarım ben eksik gördüğüm yerlerine değindim hep. Var olanı tartışmadım farkındaysanız ismi ile bile uğraşıp zaman harcamak istemiyorum, ismi bile VP:TBA açısından sorunlu oysa. Şu aşamada içeriği daha önceliyorum. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:40, 14 Haziran 2008 (UTC)
- İdamlardan yaklaşık on ay sonra 9 Temmuz 1961'de 1961 Anayasası kabul edildi. Bence bu cümleyi 27 Mayıs 1960'tan yaklaşık 12 ay sonra 9 Temmuz 1961'de 1961 Anayasası kabul edildi.Şeklinde değiştirmeliyiz.Aslolan 27 Mayıs yani darbenin olduğu gün.idamlar darbenin sonuçlarından yalnızca biri.--Yurekli74 22:36, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Bir arkadaşımız Anayasa mahkemesi kısmını düzeltmiş ve senato ve benzerini de oraya eklemiş, teşekkür ederim. Var olan metin anlam biçimiyle korunmak kaydıyla kanımca yeterlidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:51, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Yan ürünleri
Bu madde için önemli olan darbenin sürecidir. Anayasa Mahkemesi gibi bir sürü yan ürünleri var. Birde bayram, darbenin yan ürün olan olayın yan ürünüdür. Kısaca bu madde için Anayasa Mahkemesi vs. ikincil ve bayram üçüncül ve dördüncül konudur. Takabeg ileti 23:40, 14 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Girişteki kaynaklar
Müdahale, darbe ya da ihtilal dendiğine dair onlarca kaynak koymak bence görüntü kirliliğine yol açmış. Kaynak koymasak ya da birer tane koysak yeterli olacaktır bence. Bu ifadelerin kullanıldığını herkes biliyor zaten. İyi çalışmalar.--Abuk SABUK♫ ♫ 23:28, 14 Haziran 2008 (UTC)
Bence de görüntü kirliliği yaratıyor.. :)--Boyalikus 23:39, 14 Haziran 2008 (UTC)
Giriş cümlesini de değiştirmeliyiz o zaman. Ortada alışık olmadığımız bir durum görünüyor, tren gibi olmuş . --DsMuratileti 23:44, 14 Haziran 2008 (UTC)
Giriş kısmında kaynakları temizleyen arkadaş sanırım bazı kaynakları yanlış temizlemiş olmalı aşağıda kırmızı kırmızı uyarılar oluşmakta. PC'ye reset atıp geliyorum, sayfalar kilitlenmeye başladı. Teşekkür ederim--Yamşı 00:23, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Bayram
Hürriyet ve Anayasa Bayramı ayrıca bakınızda yer alması yeterlidir. 22 Şubat'tan hiç bahsetmeden bu maddede anlatılması tarihi ihmal etmiş oluyoruz. Bence anlamsız. Hemen kaldırıyorum. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 23:56, 14 Haziran 2008 (UTC)
-
- Kalması yararlıdır! Bugün kaç kişi var o günün bu ülkede bayram olarak kutlandığını bilen. Öğrencilerin okul bahçelerine dizilip nutuklar atıldığını. Bu sürecin sonucudur ve yer verildiği biçimiyle 27 mayıs olgusunun algılanması ve kavranmasına katkı sağlar. Ayrıca bakınız türünde maddeler genellikle okunmazlar. Deneyimler ve gözlemlerden bildiğim bir konu...--Yamşı 23:59, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Çıkardığınız bölümü geri alırsanız sevinirim.--Yamşı 00:06, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Kalması yararlıdır! Bugün kaç kişi var o günün bu ülkede bayram olarak kutlandığını bilen. Öğrencilerin okul bahçelerine dizilip nutuklar atıldığını. Bu sürecin sonucudur ve yer verildiği biçimiyle 27 mayıs olgusunun algılanması ve kavranmasına katkı sağlar. Ayrıca bakınız türünde maddeler genellikle okunmazlar. Deneyimler ve gözlemlerden bildiğim bir konu...--Yamşı 23:59, 14 Haziran 2008 (UTC)
- Okuyucularımızın neleri bildiklerini neleri bilmediklerini bilemeyeceğiz. MGK hakkında bilmeyen okuyucumuz da vardı ya:) Birde burda bayramın reklamını yapmıyoruz. Sade bir şekilde olup biteni yazmaya çalışıyoruz. Bu madde bayramı anlatmak için bir madde değildir. Zaten söz konusu madde çok zayıfmış bilginin aktarılması faydalı olmuştur. Ayrıca 1961 Anayasası maddesine de ekleyebilirsiniz. 1963'a kadar olup biten daha önemli olaylar vardı. Onları yazmadan taa bayrama kadar uçmamız mantıksızdır. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 00:14, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sizin algınız bir değerindeyse diğerlerininde algısı bir değerindedir! Onay istemeden ve almadan lütfen değişime gitmeyiniz bu nedenle. Benim metin eklemem sizlerden daha zor olmakta OCR karakter falan girmek ve onaylatmam gerekiyor. Maddeler üzerine ek yapmak sorunlu... Diğer bayram maddesi ile ayrıca ilgilenmek ve geliştirmek gerektiği ortada. Anayasa Mahkemesi kısmı bu haliyle kalmalı. Teşekkür ederim.--Yamşı 00:21, 15 Haziran 2008 (UTC)
- 22 Şubat,27 Mayıs'tan apayrı bir olaydır ve o sırada seçilmiş bir hükümet görev yapmaktaydı(Bütün askeri darbeleri burada belirtemeyiz.Daha önce de söylediğim gibi askeri darbeler tarihi yazmıyoruz).Konumuz sadece 27 Mayıs.Yamşı'ya katılıyorum.Hürriyet ve Anayasa Bayramı doğrudan 27 Mayıs'la ilgilidir.--Yurekli74 00:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg güzel gönderme yapıyorsun ama fazla sabır zorluyorsun(İkide birde konuyu kişiselleştirme).Herkes senin gibi düşünmek zorunda değil.Beni bilgiçlikle itham ediyorsun ama bunu sen yapıyorsun hemde fazlasıyla.Maddelerde VP:TBA o kadar--Yurekli74 00:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Anayasa Mahkemesinin kuruluş kısmında topluca ele alınmış ancak yetersiz kalan cümlenin anlam ve yapısı ele alınıp düzeltilecek. Teşekkür ederim--Yamşı 21:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Anayasa Mahkemesi vurgulanmamalı
Bence belli bir bilgiyi okuyucularımıza kasten aktarmaya çalışmak işimiz değildir. Anayasa Mahkemesi gibi yan ürünleri de yazılmalıdır. Fakat Anayasa Mahkemesine özellikle önem verilmemelidir. Tekrar diyorum bunlar yan ürünleridir. Bu maddede darbenin kendisi daha önemlidir. Biz ders kitabı yazmıyoruz değil mi? Ayrıca darbenin yan ürünlerinden sadece biri olan Anayasa Mahkemesini bu kadar vurgu yamammız maddeyi taraflı hale getirebilir. Dikkat etmeliyiz. Takabeg ileti 00:26, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- Anayasa Mahkemesi altbaşlığı düzenlediğiniz haliyle oldukça hacimli. Yarın bir başka kullanıcı gelip Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluşunu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun Kuruluşunu, MGK'yı, diğer düzenlemeleri eklerse ona ne diyebiliriz? Madde uzayıp gider... 1961 anyasasının getirdiği yeniliklerden hepsi birbirinden önemli. Aralarında ayrım yapamayız. --Xyzblood 00:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Evet Anayasa Mahkemesi gibi bir sürü yan ürünleri var. Takabeg ileti 00:30, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- Takabeg, Lütfen şu çıkardığınız kısmı olduğu gibi noktası virgülüne kadar geri alır mısınız? Taraflı olduğunu düşünürseniz taraflı etiketi koyma özgürlüğünü kullanırsınız olur biter. Tali konular ile uğraşıp esas özünü ötelemekten vazgeçin artık.--Yamşı 00:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Ben her zaman maddeleri tarafsızlaştırmaya çalışıyorum. Dolayısıyla yanıtım hayır. Takabeg ileti 00:38, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Ve 1961 Anayasası maddesini zenginleştirmenizi tavsiye ediyorum. Takabeg ileti 00:41, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Ben her zaman maddeleri tarafsızlaştırmaya çalışıyorum. Dolayısıyla yanıtım hayır. Takabeg ileti 00:38, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Takabeg, Lütfen şu çıkardığınız kısmı olduğu gibi noktası virgülüne kadar geri alır mısınız? Taraflı olduğunu düşünürseniz taraflı etiketi koyma özgürlüğünü kullanırsınız olur biter. Tali konular ile uğraşıp esas özünü ötelemekten vazgeçin artık.--Yamşı 00:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
Ek: Benim Anayasa Mahkemesine düşümanlığım yoktur:)) Yukarda Xyzblood'un dediği gibi aynı derecede önemli (bu madde için önemsiz ve 1961 Anayasası maddesini zenginleştirmek daha yerinde olacaktır) kurumlar ve kuruluşlar var. Bunlardan hiç söz edilmeden Anayasa Mahkemesinin önemsenmesi uygunsuzdur. Takabeg ileti 00:36, 15 Haziran 2008 (UTC)
Hukukçu arakadaşımızın o sözünü ettiği kurumların toplumsal olgu değeri yoktur! Yalnızca kurumsal değerleri vardır. O kurumlar anayasa yargısı yapıp toplumun hayatını biçimlendirme erki gibi yasal görevleri mi vardır. Konu yan ürün değil temel ve direk sonuçtur. Siz sürecin olumsuzluklarına odaklanmışsnız olumlu yanlarını nedense madde içinde görmek ve sizin yazmadığınız kısımlar yer almasın arzusundasınız ve olgusal nesnel olmayan davranımınızı da kınıyorum. O süreci başlatanlar Türkiye Cumhuriyetinin bugününü bile olumlu ya da olumsuz etki altına almışlardır. Alyans evleri vesair magazin konular önemli toplumsal yaşamı dipten tepeye etkileyen ve yönlendiren bir olgu varlık nedeni olan konu içinde önemsiz ise size göre, ansiklopedi de nesnel madde yazamazsınız siz! Sizden geri almanızı isteme nedenim sizin daha kolay geri alabilir durumda olmanızdır. Benim geri almam en az beş dakika mı almakta. Teşekkür ederim--Yamşı 00:47, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- 1961 anayasasındaki düzenlemelerden hangisinin daha önemli olduğu izafidir. O düzenlemenin bir önemi yok, bunun var diyemezsiniz. Herkes kendince önemli bulduğu düzenlemeleri koymaya kalkabilir. Mesela ilk defa 1961 anayasasıyla Diyanet İşlerinin idari hiyerarşiye tabi edilmesi, dindar kesimlerce oldukça dikkate değer bulunabilir. Ya da bir hukukçu çıkıp, yargı bağımsızlığının sağlanması ve kuvvetler ayrılığının pekişmesi açısından Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulu'nun getirilmesi çok önemli bir yenilik oldu diyebilir. Bana da sorarsanız içlerinden en önemlisi çoğulcu demokrasi anlayışının getirilmesi olmuştur. Zira '82 darbesinin gerekçesini oluşturur. Şimdi ne yapalım siz söyleyin...--Xyzblood 01:17, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Takebeg ve Xyzblood'a katılıyorum. Ekstra vurgu konudan sapmak olacaktır; burada değil ilgili konunun kendi maddesinde ele alınmalıdır. Zaten biz buradan ana maddelere giden bağlantılar veririz, kullanıcı merak ediyorsa o yönü, o konuyu o bağlantıya tıklar okur. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:44, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] İlgili maddeler
İlgili maddeler gerekli mi acaba? Metinde defalarca geçen adlardır. Bence gerek yok. Takabeg ileti 00:43, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Maddeden çıkarılmış ve itiraz eden olmadığı için bu konu başlığı da kapanmıştır. Teşekkür ederim.--Yamşı 19:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Giriş bölümü nasıl olmalı???
- Birkaç gündür maddeyle ilgili fikir alışverişinde bulunuyoruz. Ben maddeye aşağıdaki gibi bir giriş bölümü öneriyorum. Makul kaynakçalar eklenebilir. Ayrıca aşağıda da 27 Mayıs'ı "darbe" olarak gören ve "ihtilal" olarak görenlere de yer veririz. Önerim budur:
“ | 27 Mayıs Askerî Müdahalesi veya 27 Mayıs Darbesi veya 27 Mayıs İhtilali, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu bir grup subayın oluşturduğu Millî Birlik Komitesi'nin 27 Mayıs 1960 sabahı Türkiye Cumhuriyeti yönetimine el koymasıyla birlikte gelişen süreçtir. Bu süreç kimi akademisyenlerce "askerî müdahale", kimilerince "darbe", kimilerince ise "ihtilal" olarak nitelendirilmiştir.
Fiilî olarak yönetimi ele alan Millî Birlik Komitesi, çıkardığı ilk yasayla çıkardığı yasayla birlikte 1924 Anayasası'nın birçok hükmünü değiştirmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni feshetmiş ve siyasal etkinlikleri askıya almıştır. Ayrıca başta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhun olmak üzere, pek çok üst düzey görevli tutuklanmıştır. 27 Mayıs'ın ardından Yüksek Adalet Divanı tarafından yapılan yargılamalarda, yargılananlardan 15'ine idam cezası verilmiştir. Bu 15 kişiden, devrik hükümetin başbakanı Adnan Menderes ve iki bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan'a verilen idam cezaları Millî Birlik Komitesi tarafından onaylanmış ve cezalar Eylül 1961'de Yassıada'da asılarak infaz edilmiştir. 27 Mayıs'ı gerçekleştiren ve onu "Millî İnkılap" olarak adlandıran 38 üyeli Millî Birlik Komitesi, bildirisinde, en kısa zamanda demokratik yaşama geri dönüleceğini açıklamıştır. Ayrıca bildirisinde, amaçlarının "vatandaşları birbirine düşürecek bir kardeş kavgasını önlemek", "halkın, köylü ve işçilerin demokrasiye kavuşması, hak ve hürriyetinin teminatı, iktisadi kalkınması" olduğunu belirtmiştir. Ayrıca "tarihî görev"lerinin "memleketi buhran ve felakete sürüklemek isteyen hırslı politikacıların elinden kurtarmak" olduğunu belirtmiş ve yaptıklarının "hiçbir şahsın, hiçbir zümrenin lehine yapılmış bir hareket" olmadığının altını çizmiştir. 27 Mayıs, diğer askerî müdahalelerden farklı olarak, askerî emir komuta zinciri içinde yapılmamıştır.[1] "Genç Subaylar"ın başlattığı girişimin başına, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın, eğer girişimin başında kendisinden daha kıdemli yoksa, emrindeki askerlerle Ankara'ya yürüyüp "isyancılar"ı yakalayacağını söylemesi üzerine, olaya bilfiil dahil olmamış olan emekli Orgeneral Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'nin başına getirilmiştir.[2][3] |
” |
--DsMuratileti 00:46, 15 Haziran 2008 (UTC)
- VP:TBA açısından zaten maddenin ismi 27 Mayıs Askerî Müdahalesi olmalı diğer isimlendirmelere de madde içinde yer verilmelidir. Bu nedenle giriş cümleniz yerinde olmuş.--Yamşı 00:52, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Benim önerimin ve yorumumun değeri varsa bence çok güzel olmuş elinize sağlık. Teşekkür ederim.--Yamşı 00:56, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
Elinize sağlık. Gayet güzel olmuş. Ancak teknik açısından bu bir darbedir. Askerî müdahalesi teriminin kaynakları hep yabancı dil ile yazılmış kitaplar değil mi? Darbe terimini olumsuz düşünen arkadaşlarımıza bunu anlatmam biraz zor olacak ama darbe terimi tarafsızdır. Önemli olan kimlerin 'ihtilâl' terimini kullandıklarıdır. Hocalarım da ihtilâl diyorlardı:) Aslında en tarafsız ve oldukça yaygın kullanım 27 Mayıs. Takabeg ileti 01:05, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Bence uygun gözüküyor ek iyileştirme gerekirse sonra düşünürüz... maddenin tarafsız ismi 27 Mayıs Askeri Müdahalesi değildir. Her darbe zaten bir askeri müdahaledir. Askeri müdahale başlı başına, hele de Türkçede kullanılan bir fiil değil. Askeri müdahale bir nevi darbe veya benzeri askeri eylemler için kullanılmış bir tanım o kadar. Teknik anlamda üçüncü parti akademik, tarafsız ve bağımsız kaynaklarda yaygın olan tercih darbedir. Nitekim askeri müdahale lafının geçtiği birçok metinde darbe lafının da geçtiğini görebilirsiniz (bu ikisini farklı isimler olarak değil birbiri yerine kullanıyorlar çoğu zaman darbe de bir tür askeri müdahale olduğundan). Elbette kişiler bunu ihtilal olarak görebilir, bunu maddede belirtiriz. Ama yaygın olan doğru ve tarafsız isim konulur. İnsanlar darbeyi kötü algılıyor olabilirler diye bu darbe sözcüğünün kötü olduğu anlamına gelmez. Bazı insanların aynı şekilde darbe sözcüğünü taraflı bulması (yukarıda bunun örneklerini gördük - darbe deyince doğrudan zor kullanımı, baskı, dikta gibi çağrışımlar ortaya çıkmış sanki zihinlerde ama bunlar) sözcüğü taraflı kılmaz ki. Sonuçta şu anki başlık uygundur. Askeri müdahale dersek diğer tüm darbeydi şuydu buydu maddelerimizi aynı başlığa getirmemiz gerekir bu da çok saçma olur zira üçüncü parti, tarafsız ve bağımsız ansiklopedilerde bile konu darbe başlığı içinde ele alınıyor. Askeri müdahale daha ziyade tanımlarken kullanılıyor veya darbe anlamını da kapsayan bir şekilde. Darbe de zaten daha yaygın lafız olduğu için tercih edilir (birden çok tercihin mevcut olduğu durumlarda zaten yaygın olan tercih edilir). Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:23, 15 Haziran 2008 (UTC)
Asıl VP:TBA açısından Darbe olmalı, noumenon'un dediği gibi kaynaklarda da bu şekilde geçiyor. İhtilal ise cidden çok hassas. Ben bazı kesimlerce dedim. Çünkü gerçekten bazı kesimlerce, özellikle DP iktidarını dikatatör olarak görenlerce ihtilal deniliyor hatta devrim deniliyor.. Aslında tekrar isim tartışması açılsında istemiyorum..--Boyalikus 05:29, 15 Haziran 2008 (UTC)
Evet. İşte bazı kesimin örneği: Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk, Fethi Naci ve arkadaşları:) Ekleyelim mi? Takabeg ileti 05:34, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- VP:TBA açısından teröriste terörist diyemiyoruz, dikatöre diktatör diyemiyoruz ama buna darbe diyebiliyoruz öyle mi? Diğer denilemeyen sözcüklerde third party ve fourth party kaynaklarca kullanılabilirken... VP:TBA anlayışınızı lütfen gözden geçirin artık, tek bir rahatsız olan kullanıcı varsa dikkate almak durumundadır vikipedi cemaati. Benim kendi adıma rahatsızlığım yok -ben içeriğe bakarım her zaman- yalnızca yukarıda bu konuda değişik kişilerce çok tartışma olmuş ve bu tartışmaları önemsemek gerekli tarafsız kılmak adına. Hatırla Sevgili dizisi bakışı gibi olmasın. :))) Önemli bir ayrıntıdır vikipediyi değerli kılanda bu özeniydi bu sabaha karşıya kadar bende meğer her gece burada uykuda olan kullanıcılara usturuplu küfür de edilirmiş... Teşekkür ederim.--Yamşı 06:05, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
Ama neden öyle Hatırla Sevgili dizisi diyorsunuz ? Biz Darbe sonrası bölüme birşeyler ekledik yani kişisel tartışmaya girmek istemem şurada ama bazı sosyalist düşünceye sahip insanlar oh ne güzel darbe oldu DP gitti diye düşünebilirler... Yukardaki kullanıcının itirazını göz önüne alıp siyasi düşüncelerimizle hareket edeceksek, bende sosyalist zihniyete ucundan kıyısından bulaşmış biri olarak Darbenin nedeni değil sonuçları önemli derim, darbeler hiçbir şekilde savunulamaz ve ihtilal denilemez derim.. Darbe kavramının genel geçer bir kavram olduğunu ve ihtilal veya askeri müdahale tabirinin Türkiye'de bunu yumuşatmak isteyenlerin ve DP hükümetini beğenmeyenlerin tanımı olduğunu biliyoruz. Daha da şahlandırıp Harekat ve Devrim diyenlerde var. Ama bizim için önemli olan askerin hükümet gibi davranmasıdır bunun adıda darbedir, Çin'de de, Fransa'da da işaret diliyle anlatsanız dahi darbedir. iyi çalışmalar..--Boyalikus 06:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- Öncelikle "bu bir darbedir" diyerek geçmeyi doğru bulmuyorum. Pozitif bilimlerde "Newton'ın kafasına ağaçtan elma düşmesinin nedeni kütleçekimidir." gibi kesin cümleler kurabiliriz; ama bu konu sosyal bilimlerin ilgi alanına giren bir konudur. Burada süreci sadece şeklen değil, sonuçları itibariyle de değerlendiren yaklaşımlar bulunmaktadır.
"İhtilal" sadece bir kesimin nitelemesi diyen düşüncelere atılamdığımı ifade etmeden geçemeyeceğim. Geçen gün, girişe Noumenon ile eklediğimiz kaynaklara bakarsanız, bunu "La révolution militaire de 1960 en Turquie" kitabında ve pek çok farklı yerde "ihtilal" ya da "devrim" olarak nitelendirenlerden birinin, Adalet Partili Ali Fuad Başgil olduğunu görürsünüz.
Benim belirtmek istediğim nokta şu: "Darbe" nitelemesi uluslararası kaynaklarda tek kullanım değil. Zaten Türkçe yayınlarda "ihtilal" sözcüğü tercih edilmekte. O hâlde yabancı dildeki kaynaklara baktığımızda "ihtilal" ve "askerî müdahale" sözcüklerinin de yaygın kullanıldığını görüyoruz. Burada ki görüş ayrılıkları arasında yapacağımız seçim, Vikipedi'yi taraflı hâle getirir.
Benim buradaki düşüncem, olayı ve süreci (elimizden geldiğince) olduğu gibi yansıtıp; yorumu ve "ihtilal" ya da "darbe" olup olmadığına okuyucunun karar vermesidir. Nasıl ki Vikipedi'de güzel bir betimleyici madde adı olan 1915-1918 Osmanlı'da Ermeni olayları maddesi var; bu maddenin adı da makul bir ad olmalıdır. Bu hâlinin VP:TBA'ya uymadığını düşünüyorum. İyi çalışmalar... --DsMuratileti 08:57, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Öncelikle "bu bir darbedir" diyerek geçmeyi doğru bulmuyorum. Pozitif bilimlerde "Newton'ın kafasına ağaçtan elma düşmesinin nedeni kütleçekimidir." gibi kesin cümleler kurabiliriz; ama bu konu sosyal bilimlerin ilgi alanına giren bir konudur. Burada süreci sadece şeklen değil, sonuçları itibariyle de değerlendiren yaklaşımlar bulunmaktadır.
- Darbe sözcüğünün taraflı algılanması olasıdır; fakat bu sözcüğü taraflı kılmaz. Darbe sözcüğü ile terörist sözcüğü eşit değildir. Darbe sözcüğü yerine ihtilal sözcüğünü tercih edenlerin çoğunluğu bu davranışın bir darbe olmadığından değil, ihtilal sözcüğüyla ilişkilendirdikleri çeşitli sonuçlara sebep olduğundan ve benzeri çeşitli olguları barındırıklarını düşündüklerinden genelde tercih ediyorlar. Darbe ile terörist lafzını aynı kefeye koymak mümkün değildir. Şunun altını çizmek isterim: ben de birçok tez kullandım kaynakçada siz de, bununla birlikte tezleri bir kenara bırakırsak, üçüncü parti, tarafsız ve bağımsız ansiklopedilerde tercih edilen darbe idi. Biz zaten temel referans olarak önceliği her daim bağımsız ansiklopedilere veririz. Bu ansiklopedilerde darbe negatif bir anlamla kullanılmamış. Biz de burada bu anlamla kullanmıyoruz. Eylem bir darbe eylemi; bunu çeşitli sonuçları sebebiyle bir ihtilal olarak değerlendirmek başkadır darbe lafzını bir hakaret olarak görmek başkadır. Darbe lafzı niçin hakaret gibi algılanıyor cidden anlamış değilim; bu tip askeri müdahalelere dünyanın her yerinde darbe deniyor - bir bilim adamı, bir düşünür, bir yazar bunu alır devrim de yapar, ihtilal de yapar hatta kurtuluş eylemi de yapar işin bu kısmı kişilere kalır. Fakat eylem darbe eylemidir. Cidden bu konuyu çok fazla tartışmamızın uygunsuz olduğunu düşünüyorum. Tekrarlıyorum birileri darbe sözcüğünü taraflı buluyor demek darbe sözcüğünü taraflı kılmaz - darbe sözcüğü tarafsızdır ve Britannica başta olmak üzere dünyaca ünlü birçok ansiklopedide bu olay ve benzeri onlarca olay darbe sözcüğü ile tanımlanır zira siyasal bilimler literatüründe askerimizin yaptığı bu tip müdahalelere darbe deniyor - darbe ile kasıt habis bir şey değil... ama buna ihtilal diyenler de varsa elbette madde içinde bunu, onların ortaya koyduğu gerekçelerle vereceğiz. Bu noktada özellikle de Fuad Başgil'inki gibi birincil kaynakların ikincil öneme sahip olduğunun da altını çizmek isterim. İsimlendirmemizi taraflardan birinin veya ikincil kaynakların lafızlarını kullanarak zaten yapmıyoruz kural olarak. Ek bir nokta da bir kez daha duyduğum şu meşum Ermeni olayları maddesi adlandırması. O maddenin adlandırması ile buradaki arasında dağlar kadar fark vardır. Soykırım her şeyden önce bir hukukî terimdir, çeşitli öncüller barındırır. O olayları barındıran genel bir maddemiz bu adlı olabilir ama benim de 3 yıl önce dediğim gibi soykırım iddiası varsa iddiaya konu olan şey bir soykırım olduğu için uygun isim Ermeni soykırımı veya Ermeni katliamıdır. Bunun içinde de her iki tarafın iddialarına değinilir. Benim bu fikirlerim o zaman kabul edilmedi ben de ses çıkarmadım zira darbe sözcüğünden farklı olarak soykırım sözcüğü siyasal ve hukukî çeşitli öncüllere sahip ve bunlar çok ama çok göreceli. Oysa darbe sözcüğünde bu tip bir görecelilik mevcut değil; bu bir askerî müdahale midir? Evet askerî bir müdahaledir. Asker, hükûmeti askıya alıp yönetime el koymuş mudur? Evet böyle yapmıştır. Biz buna Türkçede darbe deriz, İngilizcede military coup deriz, Fransızcada coup d'état... ben kişisel olarak bu terimlere kötü bir his duyuyor olabilirim, onlara aslında içermedikleri anlamlar yükleyebilirim bu sebeple kendim bir başka terimi tercih edebilirim ama bu olan eylemin ne eylemi olduğunu değiştirir mi? Hayır. İhtilal lafını kullanmak bir analiz sonrasıdır. Darbe ise olan eylemdir. Pekalâ şu cümleyi kurabilirim: "bu darbe bir ihtilaldi". Bu cümle kendi içinde çelişmez. Darbe ile ihtilal birbiriyle çatışan kavramlar değildirler zaten - bir ihtilali bir darbe ile gerçekleştirirsiniz çoğu kez. Bunu Türkiye'de abartan yazarlar olduğunu biliyorum ama birilerinin abartması bizim de abartacağımız anlamına gelmez. Ayrıca yaygın isim olayını da belirtmiştim tekrar belirtmeye sebep görmüyorum. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 17:46, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- Dsmurat'ın yazdığı giriş kısmını maddeye uygulayalım mı, bu konu başlığı da kısmen kapanmış olsun arkadaşlar. --Yamşı 18:26, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Şahsen yukarıda uygun bulduğumu zaten belirtmiştim. Bir-iki ufak değişiklik belki şu anki sürümden buna aktarılabilir (örneğin akademik kaynaklarda sıklıkla zikredildiği gibi ilk darbe-askeri müdahale olduğu vs.) - ama sorun olacağını sanmıyorum genel olarak. Madde içerisindeki genel iyileştirmelere yukarıdaki metinle de devam edebiliriz ^_^ Ama açıkçası şu anki de bana göre pek sorunlu değil ve tarafsız. Yine de dediğim gibi herkes onaylarsa karşı çıkmam - iyileştirmelere bu metinle de devam etmemiz mümkün... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 19:18, 15 Haziran 2008 (UTC)
O zaman ben Dsmurat'a ileti bırakıyorum nezaketen kendisi ekler ve gerekli önerdiğiniz düzeltileri yaparsa daha uygun olacaktır.--Yamşı 19:21, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- Sosyal bilimleri bilimden saymıyor musunuz? Sosyal bilimlerde askerin hükümet gibi davranması = Darbedir , fen bilimlerinde elmanın yere düşmesi= yer çekimi.. Arkadaşlar zorlama ifadeler seçmemek lazım.. Müdahale diyorsunuz burada kaç kişi bunun genel bir kavram olduğunu söyledi.. Müdahale derseniz olmaz, yanlış bir tanım olur... Yani en:viki, fr:viki TBA'yı bilmiyor mu ? Dünyanın heryerinde bu tür bir uygulamaya darbe denir. Neden müdahale ya da ihtilal diye yumuşatalım? 12 Eylül müdahale midir? Noumenon demişti, bütün madde adlarını değiştirmek lazım diye.. bazı kesimlerce müdahale veya ihtilal denir denilmelidir. Israrla belirtiyorum kişilerin ne dediği bizim için önemli değil. Bizim için TANIM önemli.. Ali Fuat Başgil öyle demiş bilmemkim böyle demiş meselesi değil.. Yani kalkıp birkaç kişi bu yerin çekimi değildir havanın itimidir öyle daha tarafsız olacak derse yerçekimini değiştirecek miyiz? Böyle mi sağlanıyor TBA yoksa tanım ve olay karşılaştırmasına göre uygun olan mı seçiliyor --Boyalikus 00:05, 16 Haziran 2008 (UTC)
- 27 Mayıs Darbesi tarafsız bir terimdir. Mesela 27 Mayıs'a olumlu yaklaşanlardan (12 Eylül'e nazaran desem daha doğru olur) Sina Akşin de kitabında bölümün alt başlığı olarak "27 Mayıs Darbesi" terimini kullanıyor.[4] Aynı kitapta "27 Mayıs hareketi, darbedir, ama aynı zamanda devrimdir. Türkiye'de Atatürk ve İnönü'nün kurmuş oldukları demokrasi temellerini genişletip pekiştirmiştir." diyor.[5] Yani "Darbe" terimi tarafsızdır. Ancak "Devrim" ve "İhtilâl" ekstra kategorisine giriyor. Olumlu düşünenler için darbedir. Olumsuz düşünenler için de darbedir. Daha önce bahsettiğim gibi bu olay teknik olarak darbedir. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 02:23, 16 Haziran 2008 (UTC)
-
- Darbeyi meşru bulsun yada bulmasın birçok yazar-akademisyen bu terimlerin hepsini rastgele ve maksatsız biçimde kullanıyor(Mesela Taner Kışlalı, Kemal Gözler, Z. Odyakmaz). Yani uzmanlar genelde darbeye yaklaşımlarını bu kelimeler arasında seçim yapmak suretiyle belli etmiyorlar. Bu durumda en çok kullanılanını tercih etmek en doğrusu gözüküyor. Yukarıdaki öneriye "darbe" kullanımını ekleyip yayınlayabiliriz.--Xyzblood 12:40, 16 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] "Darbe" demek bir tarafın görüşüdür
- Merhaba arkadaşlar.Şayet 27 Mayıs İhtilali ile ilgili bir ödev hazırlamasaydım belki bu sayfayı hiç görmeyecektim.Görür görmez siteye katılarak görüşleerimi belirtmek istedim.Yukarıda görülüyor ki özellikle madde başlığı konusunda çok sert tartışmalar yaşanmış.Ancak bu tartışmalardan sonra bir uzlaşı yoluna değil bir dayatma yoluna gidilmiş.Bana göre 27 Mayıs 1960 ihtilali,29 Ekim 1923 Cumhuriyet'in İlanını tamamlamış olan bir devrimdir.Bu görüşü paylaşan bir kitle var.Ancak bu kitleye[8],[9],[10],[11],[12] hiç saygı duyulmamış gördüğüm kadarıyla çünkü tarafsızlık ilkesi açık açık ihlal edilmek suretiyle bu kitlenin görüşleri hiçe sayılarak 27 Mayıs bir darbe olarak nitelendirilivermiş.Yukarıda ihtilalciler askeri müdahale yazılmasını istiyorlar.Buna itiraz edilmesini anlayamadım?? Askeri müdahale çok genel deniyor,CHP'yi kayırdığı,27 Mayıs'ı meşrulaştırdığı söyleniyor...Bunlar tamamen asılsız ve saçma ithamlardır.Birincisi askeri müdahale genel bir kavram değildir ve olamaz.Bu başlık olayı tamamen tarafsızca özetliyor.Asker siyasete müdahale etmiş ve duruma hakim olmuş anlamı veriyor.Bunun neresi, genel?? Merak etmeyiniz kimseler bu başlıktan Irak'a yapılan operasyonlar gibi bir anlam çıkarmaz.İkincisi CHP'nin kayırıldığı meselesi.Belki ihtilal ya da devrim dense idi haklı olmanız muhtemeldi ancak askeri müdahale tamlaması ile CHP'nin nasıl ve ne şekilde kollandığını anlayamıyorum?? Halbuki darbe denilerek Demokrat Parti pek ala kollanıyor ve mağdur imajı öne çıkarılıyor.Niçin mi?? Darbe kelimesi herkese arkasına mağdur kelimesi eklenerek oluşturulan bir tamlamayı darbe mağduru tamlamasını hatırlaatıyor da ondan. Oysa askeri müdahale tamlaması kimseye böyle bir kavram hatırlatmayacağı gibi CHP'yi de kayırmaz.Üçüncü mesele meşruiyet meselesi. Arkadaşlar rica ederim düşününüz. Bu sözü söylemek 1961 Anayasa'sını ve sonradan gelen kurumları da zan altında bırakır. İhtilal Beyannameleri alt başlığında Tahkikat Komisyonu görüşmelerinde CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün çok bilinen tarihi konuşmasından (18 Nisan 1960) parçalara yer verilmiş.Ancak ihtilali Paşa'nın hazırladığı yolundaki ithamları haklı çıkaracak şekilde yer verilmiş.Aynı kaynaktan konuşmadan başka bölümleri de yazıyorum (sayfa 298-300) :"Ne isteniyor..? Meclis Tahkikat Encümeni nâmı altında bir baskı idaresi kurmak istiyorlar. Bu baskı idaresi Anayasaya,İnsan Haklarına karşı teşebbüs edilen gayrımeşru bir DARBEdir....Baskı idaresine millet bütün namuslu teşkilatı ile mukavemet edecektir....Biz baskı idaresinden gelmiş bir nesiliz. Meşrutiyet ihtilalinden geldik Cumhuriyet ihtilaline yöneldik. En sonu cumhuriyet ihtilalinden demokratik rejime geçinceye kadar çok gayret sarfettik çok zahmet çektik. Çok güç bir devridi bu...Şimdi biz tekrar ihtilal usulünü takip edecek ve ihtilal yoluyla iktidara geleceğiz,ne olacak?...En büyük derece ile azami derecede muvaffak olsak 1938'de,1940'ta,1945'te vardığımız vaziyete varacağız...Bizim böyle bir harekete tevessül etmemizde mânâ yoktur,mantık yoktur...Şimdi arkadaşlar,şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır. FAKAT İHTİLAL ASLINDA BİR MİLLET HAYATININ ASLA ARZU ETMEYECEĞİ ÇETİN VE TEHLİKELİ BİR AMELİYATTIR." ...Ya Paşa'nın sözleri objektif bir biçimde yazılsın başlığa ya da hiç yazılmasın.Ayrıca başlıktan gazetelerin çıkartılarak sadece Adnan Menderes'in idamı ile ilgili gazetenin bırakılması,başlığın hemen başına Adnan Menderes'in resminin konulması da darbe sıfatını başlığa layık görenlerin,diğer arkadaşların karşı çıkışına niçin bu kadar direndiklerini göstermesi açısından üzücü ve bir o kadar da düşündürücüdür. açıkçası başından sonuna kadar fayudasız ve taraflı bir madde ile karşı karşıya olunduğunu üzülürek herkese belirtmek istiyorum. Umarım gerekenler yapılır ve tarihimizin en önemli bir parçası olan 27 Mayıs askeri müdahalesi ya da bazılarına göre darbesi veyahut ihtilali ile ilgili bu madde objektif bir duruma gelir. Herkese saygılar,çalışmalarında başarılar. İnönü 14:53, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Madde adı hususundaki anlayamadığınız ve doğru bulmadığınız bazı noktalara üstteki yazılarda cevap bulabileceğinizi düşünüyorum. Bunun yanında şu an ki madde adının veya sizin önerdiklerinizin çağrışımlar yapabilmesi için yeterli kuvvette bir illiyet bağı göremiyorum. Elbette insanların dünya görüşlerine göre bu bağ güçlenebilir ancak taktir edersiniz ki bu da bizi ilgilendirmez. Yazınızdan anladığım kadarıyla İnönü'nün yaptığı konuşma ve bunun ardından gelişen olaylara ilişkin yazıya itirazınız olmuş. Bildiğim kadarıyla İnönü, Bu tedbire teşebbüs eden baskı tertipçileri zannediyorlar ki: Türk Milletinin Kore Milleti kadar haysiyeti yoktur şeklindeki kullanımı nedeniyle ceza aldı. Kore benzetmesinin sebebi şuydu: Kore diktatörü Rhee, öğrenci ve halk ayaklanması sonucunda, 21 Nisan 1960'ta istifa etmek zorunda kalmıştı1. Bu da hem tahrik hem de Türk halkının haysiyetine hakaret olarak değerlendirildi.--Xyzblood 16:07, 16 Haziran 2008 (UTC)
-
- Üstteki yazılarda yalnızca dayatma var. Hatta bazıları 27 Mayıs'ı darbe olarak niteleyen gazete yazarlarının yazılarını kaynak göstermiş. Buna dayanarak darbe dememiz gerekir diyorlar. Benim yazdığım ilk yazıda da 27 Mayıs'ı darbe olarak nitelendirmeyenlerin yazıları gösterilmiştir. Şimdi ne yapacağız?? Bir grup yazarlara dayanarak 27 Mayıs darbedir diyor ve bunu madde başlığına geçiriyor.Diğer bir grup ise aynı yoldan giderek yine başka yazarlara dayanarak darbe değildir savını öne sürüyor ama bu düşünce yok sayılıyor.Mesela bundan önceki üstteki yazımda ben de 27 Mayıs'ı darbe olarak görmeyenlerin yazılarına yer verdim. Madem öyle benim savunduğum görüş de dikkate alınsın. Ben de yazarlara dayandırıyorum fikrimi. Bu nasıl bir tarafsızlıktır? İnönü'nün konuşması ve cezası hakkında yanlışınız var. İnönü 12 oturum TBMM'den çıkarılma zezasını 18 Nisan 1960'ta yaptığı konuşma nedeniyle almamıştır. Aynı kaynaktan aktarıyorum.TBMM tutanağıdır.Konuşmanın tarihi 27 Nisan 1960 konusu yine Tahkikat Komisyonu (Sayfa 302-306) : "Sözün kısası arkadaşlar bu tedbirlerle anayasaya bir DARBE vurulmaktadır. Anayasa dışı,gayrımeşru bir baskı idaresi kurulmaktadır.Bizden başka dünyanın herhangi bir memleketinde okuma yazması olan bir adama 'Türkiyede Demokrat iktidar rakibi hakkında ithamname ile böyle bir tahkikat açtı,ne dersiniz?',deyiniz alacağınız cevaba razıyım. Alacağınız cevap yalnız sizin için değil endişe ederim ki memleketimiz için hicap verici olacaktır" .Bu sözlerin ardından Demokrat Parti Denizli milletvekili Baha Akşit ,Paşa'nın sözünü keserek "Büyük Millet Meclisinin kararı hicap verici olur mu" diye soruyor.Daha sonra Mecliste şiddetli gürültüler. Paşa'nın bazı sözlerinin zabıttan çıkarılması teklif ve ardından kabul ediliyor. Bir ara veriliyor. Aranın ardından başkan İnönü'nün konuşmasının incelendiğini ve içtüzüğe göre kendisinin 12 oturum Meclisten çıkarılması gerektiğini oya koyuyor.Kabul ediliyor.Yani İnönü'ye bu ceza Ben de sizi kurtaramam dediği 18 Nisan 1960 konuşmasından sonra değil 27 Nisan 1960 günkü konuşmasından sonra veriliyor. Bu konuşmada Kore kelimesi telaffuz bile edilmiyor. Mesele bu değil. Mesele İhtilal Beyannameleri denilerek sanki 27 Mayıs'ta Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve İsmet İnönü'nün parmağı varmış gibi gösteriliyor. Bakınız 18 Nisan 1960 konuşmasında CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ne diyor: " ...Eğer insan hakları yürütülmez,vatandaş hakları zorlanırsa,baskı rejimi kurulursa ihtilal behemahal olur. Biz böyle bir ihtilal içinde bulunmayız,bulunamayız. Böyle bir ihtilal dışımızda,bizimle münasebeti olmayanlar tarafından yapılacaktır. " Yine söylüyorum. 1)Madde başlığından içeriğine kadar taraflıdır. 2) Madde yararlanmak isteyenlere faydalı olmamaktadır. 3)Gazete manşetlerinden yalnız idamlarla ilgili olan kalmış,kalanlar her nedense çıkarılmıştır. 4) Adnan Menderes'in mağduriyeti ön plana çıkarılmış ve maddenin hemen başına resmi konmuştur. Kısacası bu madde 27 Mayıs'ı kendi tarafından görenler tarafından baskı ve zorlama ile yalnız fikirdaşlarla müzakere edilerek topluma dayatılmıştır. Karşıt görüşler önemsenmemiştir. İnönü 10:19, 17 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Günlerdir burada söylüyorum ancak burası boğazına kadar taraflılığa batmıştır. Vikipedi iflas etmiştir. Ne kadar yazık ki insanlara faydalı olması gereken bu site bir tarafın eline geçmiştir. Diğer düşünce sahiplerine yaşama hakkı verilmiyor. İşte madem ki darbe sözcüğünü gazete yazarlarında dayandırıyorsunuz. O zaman buyrun yukarıdaki arkadaş da darbe değildir diyen yazarlara yer vermiş. Bu mantıkla nereye gideceksiniz. Gelin şu başlığı 27 Mayıs askeri müdahalesi olarak değiştirin kıyamet filan kopmaz. Ayrıca maddenin hemen başında ihtilali haber veren Hürriyet Gazetesi resmi yok edilmiş. Yerinde Adnan Mendres'in resmi var. Bunun anlamı nedir? Gazetelerden sadece idamla ilgili olan kalmış. Ne yapmak nereye gitmek istiyorsunuz. Başından beri darbe keilmesiyle Demokratlar mağdur gisteriliyor bunu yaparsanız taraf olursunuz diyordum. işte buyrun. Gazeteler kalktı. Yerine başmağdur (!) (Sabık) Adnan Menderes'in resmi konuldu! Bir tek gazete kaldı o da (Sabık) Menderes'in idamını haber veren kolaj çalışma resmi. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Sizin gibi düşünmeyen herkese saygısızlık etmekte şiddetle direniyorsunuz. Madde alt başlıklara bölüne bölüne kuşa dönmüş. Müdahale gayrımeşrudur diyenler bile var. Bu müdahale gayrımeşru ise Tahkikat Komisyonu kurup İnönü ve CHP'yi TBMM'den atan Demokrat diktası bir milyon kat daha gayrımeşruydu! Müdahaleye gayrımeşru diyenler 1961 anayasasına da,ardından gelen kurumlara da gayrımeşru demiş oluyorlar. Bu yolda kimseye tıpkı ülkeyi 27 Mayıs'a götüren Demokrat Parti diktasi gibi inatla,kimseye saygı duymadan,kimseye aldırış etmeden,başkalarını fikirlerini hiçe sayarak yola devam edin. Halkçı 10:33, 17 Haziran 2008 (UTC)
-
- NOT:Madde ismi üzerinde uzlaşılamamışsa,isteyen kullanıcı maddeye taraflı şablonu koyabilir.Vikipedi kimsenin tekelinde değildir.Saygılar.--Yurekli74 10:41, 17 Haziran 2008 (UTC)
-
- Şablon koyuyorum birileri gelip kaldırıyor.Sanırım yanılıyorsunuz.Vikipedi birilerinin tekelinde. Halkçı 14:26, 17 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Kaynakça
- ^ Hürriyet 28 Şubat ve 27 Mayıs farkı, 27 Nisan 2003 URL erişim tarihi:14 Haziran 2008
- ^ 27 Mayıs Neden İhtilal Değildir Sırrı Yüksel Cebeci Tercüman URL erişim tarihi:14 Haziran 2008
- ^ Prof. Dr. Osman Özsoy Haber7.com URL erişim tarihi:14 Haziran 2008
- ^ Sina Akşin, Ana Çizgileriyle Türkiyenin Yakın Tarihi, İmaj Yayıncılık, Ankara, 1996, p.228.
- ^ Ibid, p.233.
[değiştir] Kaynaksız alıntı?
- Merhabalar,
- Alıntılarda birebir kaynak gösterimi şart... bu sebeple şu ifadenin kaynağını bulup ekleyebilirsek harika olur:
-
-
- "Bu olaya şahit olan Ali Fuat Başgil o an, gördüklerini şu şekilde değerlendirir: ..."
-
Sonuç: Kaynağı verildi..--Boyalikus 08:32, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Gazete resimlerinin çıkarılması
- Merhabalar,
- Gazete resimleri 3 taneydi, iki tanesini çıkardım. Adil kullanım politikasına ve yasal gerekliliklere göre adil kullanım kapsamındaki görüntü adedi asgari tutulmalıdır. Ben manşetleri çıkarıp Adnan Menderes'in asılmasıyla ilgili olanı bıraktım zira en betimleyici olan bu olduğu gibi darbenin en büyük sonuçlarından birini görselleştirmekte. Cumhuriyet gazetesi başlığı taraflı olduğu için onu doğrudan bırakmak istemedim (bu tip resimlere tarafsız ve tarafları açıklayan bir alt yazı yazmadan yer vermemiz zaten aslında doğru değil). Hürriyet'in sayfası ile de Adnan Menderes'in ölüm haberi arasında hangisinin daha ansiklopedik içerik içerdiği ve madde açısından daha betimleyici olduğunu seçmek pek zor olmadı...
- Gazete sayfası değil de başka tür resimler bulamaz mıyız o dönemden? Çok fazla adil kullanım kapsamındaki resimleri kullanmamız mümkün değil... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:35, 15 Haziran 2008 (UTC)
Bence gazete resimleri kalmalıydı, cumhuriyet gazetesini bilerek yükledim çünkü o dönemin politikalarında belirleyici bir rolü vardı.. O döneme ait resim bulabileceğimizi sanmıyorum. Milliyet arşivinde yassıada duruşmalarına ait resimler var ama alamayız onları, zaten internettede yoktur.. --Boyalikus 05:43, 15 Haziran 2008 (UTC)
1 tanesini buldum. [13] telif nedir bilmiyorum tabi ki..--Boyalikus 05:45, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Milliyet ile temasa geçip rica etsek birini en azından özgür lisansa bağışlayıp bize vermezler mi? Bunu OTRS'den resmî e-postamıza bakan arkadaşlara ileteyim bir e-posta atsınlar dönemin gazetelerine; belki olur diyen çıkar. Cumhuriyet gazetesi sayfası bence de önemli ama tek bir tane koyacaksak onun yer alması tarafsızlık adına doğru olmuyor - kastım oydu. Tek bir tanesinin olması da şart ki adil kullanım asgari düzeyde olsun. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 05:49, 15 Haziran 2008 (UTC)
[14] [15] bunlar nasıl? Takabeg ileti 05:51, 15 Haziran 2008 (UTC)
Basın Yayın Enformasyondan umutluyum ben aslında hem ordaki resimler çok iyi, 2 tanesini verseler bari :) --Boyalikus 05:57, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Telif hakkı ibaresi yoksa (ne olumlu ne olumsuz anlamda yani yoksa) telif hakkı saklı gibi alıyoruz. Ama kendileriyle irtibata geçip isteyebiliriz? Bence devlet sitesi olan özellikle verebilir acıyıp? Sonuçta onların tarihi hakkında ansiklopedi maddesi oluşturmak için çırpınıyoruz değil mi ^_^ Biraz yalvaralım bu sitelere derim ben... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 06:03, 15 Haziran 2008 (UTC)
hımm buradan izin alacakmışız anlaşılan o ki..--Boyalikus 06:07, 15 Haziran 2008 (UTC)
Türkiye foto muhabirleri derneğine bize acıyın diye bir mesaj gönderdim bakalım ne olacak.. --Boyalikus 06:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Metinden çıkarılan iki gazete ön sayfa görüntüsünde telif sorunu falan yoksa tekrar kullanılmalıdır. Adnan Menderes'in asılması 27 Mayıs'ın sonuçlarından bir tanesidir. Yalnızca bu gazete haber resmi ile geçiştirmek bile tekillenen bir taraflılık durumuna maddeyi düşürür. Diğer iki gazete ise 28 Mayıs tarihine ait başlıkları bizlere sunarak sürecin nasıl başladığına tanıklık etmektedirler. Cumhuriyet ve Hürriyet gibi bence varsa daha başka gazete ön sayfaları da metine eklenmelidir. Yukarıdan aşağıya doğru tüm tartışmaları okuyan yabancı birisi bile şunu görecektir: 1- 27 Mayıs kötüdür diyenler, 2- DP Masumdur diyenler, 3-Her durumda asker kötüdür diyenler, 4- 27 Mayıs süreci doğrudur ve gerekli diyenler, 5- Birde benim gibi kimin ne dediğini ikinci plana atıp maddenin olgu nesnelliği ile örtüştürülmesini isteyenler. İşte maddeye eklenen ve çıkarılan resimler bile bu saydığım ölçütlere göre seçilmiş duruma getirilmiş. Oysa en az 3 gazete sayfa resmi ile maddeye nesnel bir bakış vurgusu görsel olarak da verilip somutlanmıştı. Arkadaşlar duygularınızı içinize gömün artık 27 mayıs olmuş bitmiş siz A desenizde B desenizde atı alanlar Üsküdar'ı geçmiş gitmiş bu nedenle olabildiğince duygularınızdan arınıp nesnel olunmasında yarar vardır. Yoksa Hatırla Sevgili dizi senaryosu yazmıyoruz burada, ansiklopedi maddesi oluşturuluyor bu nedenle rating kaygımız olmamalı. Teşekkür ederim.--Yamşı 12:42, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Hamiş: Maddenin son halinde gördüğüm bir kaç yere fact ekleyeceğim sonradan onları araştırp bulmak sorun olabilir şimdiden aradan çıkarılması için konmuş kabul edin başka nedene yormayın.--Yamşı 12:42, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
-
-
- Gerekli olabilecek yerlere fact ekledim. Kaynak konusu ile ilgilenen tüm arkadaşların bunların bulunmasında ve kaynakçalandırılmasında yardım etmesini bekliyorum. Teşekkür ederim.--Yamşı 13:00, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
Özet kutusuna her ne kadar 28 Mayısa ait gazeteler demişsem de aslında baskı tarihleri gazetelerin 27 Mayıs gününü aittir (erken baskı). Tarihi belge özellikleri açısından da madde ile direk ilgilidir. İmkan olsa da o günlerde yayınlanan ama günümüzde çıkmayan başka gazete birinci sayfa resimleri de olsa görsel olarak madde de kullanılabilecek çok geniş alan bulunmaktadır. Teşekkür ederim.--Yamşı 14:22, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Gazetelerin resimler VP:AKP'ye uymamaktadır. Çıkarılan gazeteler başlıkları göstermek amaçlıdır. İllaki gazetelerden bahsedilmek isteniyosa Gazetenin başlığı{{{Kaynak göster}}} şeklinde olmalıdır. Resimlerin kullanılmasında bir zorunluluk yoktur, özgür lisansa uyacak şekilde anlatılabilir. Sonuçta resmini koyduğunuz şeyde bir yazıdır. Yani yazının resmini koymak yerine yazıyı yazınız. İkinci olarak gazete başlıklarını gösteren resimlerde VP:AKP ile VP:TBA arasındaki ince çizgi ortaya çıkar. Şöyle ki: Her gazetenin başlığını resim olarak koymanız VP:AKP için uygunsuzdur. Sadece iki tanesini koyup diğerlerini koymamak ise VP:TBA'ya uygunsuzdur. "Neden sadece Hürriye ve Cumhuriyet'in resimleri var?" "Diğerlerinin niye yok?" gibi değerli soruları ortaya çıkarır. Yani hem VP:AKP hemde VP:AKP ile VP:TBA arasındaki bağlantılar sebebiyle bu resimler kullanılamaz. Çözüm yoluda yukarıda dediğim gibi metinlerin resimleri koymak değil metinleri yazıp o gazetenin o günkü sayısını gösteren o resmi kaynak olarak göstermektir.--Machiavelli msj 14:25, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- Madde zaten en başta ismi nedeniyle VP:TBA'lık... Diğer yandan resim konusunda öne sürdüğünüz VP:AKP nedeniyle tüm gazete resimlerinin çıkması gerekmektedir. Bu yönerge dayanaklı uyarınız sonrası metinde bulunan her üç gazeteyi de çıkarıyorum ve sizden de bu gazete resimlerini Vikipediden silmenizi bekliyorum. Dedikleriniz doğru ise bu resimlerin zaten vikipedi üzerinde yüklü olmaması gerçeği ile karşı karşıyayız demektir! Bu nedenle bu resimlere yukarıda yazdığınız yönerge bazlı iddialarınız üzerine hemen şimdi sil koyacağım. Bu özen ve dikkatinizi her durumda göstermenizi umarak teşekkür ederim.--Yamşı 14:32, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Resimlerin VP:TBA 'lık olması şayet üzerinde yazdıklarından dolayıysa,bu Vikipedi'yi bağlamaz.O gazeteleri Vikipedi basmadı.Üzerinde farklı yazılar bulunan gazetelerinde bulunamaz ya da sonradan eklenemez gibi bir kuralımızda yok.Yok eğer VP:AKP ye giriyorsa her 3 resimde silinmeli.O kalsın bu gitsin.Burada ihtilal övülüyor.İdamlar daha çarpıcı gibi mazeretler asıl VP:TBA'yı ihlal ediyor.--Yurekli74 14:42, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Gazete resimleri konusu VP:AKP nedeniyle telif ihlali veya belirsiz kaynak nedeniyle silindiği için bu tartışma kapanmıştır. Herkese teşekkür ederim.--Yamşı 15:28, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Dipnotlarda/kaynakçada yer alan Radikal bir hata
Radikal Gazetesinin duygu yüklü bir haber yorum yazısında 105 sayılı Mecburi İskan Kanunu'ndan söz etmektedir. Konu ilgimi çekti internet üzerinde uzun bir araştırma yaptım. Haber yorumda ve madde de geçen konu için bu yeni o tarihte çıkmış bir kanun değil ve 105 diye bir numarası da resmi kayıtlarda gözükmüyor ilk nerede ve nasıl yazılmış ise diğer yerlerde onu klonlayarak aynı hatayı ve yanlışı tekrarlayıp durmuşlar. Eğer söz edilen konu bir mecburi iskan ise bu konuda çıkmış olan kanunun çıkış tarihi ve numarasını vereyim; 14 Haziran 1934 tarihli ve 2510 sayılı İskan Kanunu'dur. Araştırmamda bulduğum kanunların verildiği resmi sitede 105 sayısı ile anılan herhangi bir kanunda bulunmamaktadır. Bu bulgu internette dolaşan bu bilginin aslında bir şehir efsanesi olduğunu gösterir. İskan ile ilgili cumhuriyet döneminde çıkmış kanun ve kanun madde değişikliklerinin olduğu linki ekte veriyorum değerlendirmeniz açısından. Bir de Çerkezler ile ilgili bir sitede yer alan yazının dipnotlarını da inceledim orada İsmail Beşikçi'ye atfen yukarıda benim resmi kanunlar ile ilgili birimin sunduğu bilgi ile paralel bilgi yer almakta belki ilgilenirseniz onunda dipnotlarına bakınız. Sonuç o kaynakça madde amacına uygun değildir. Çıkarılmasında yarar vardır. Teşekkür ederim.--Yamşı 06:50, 15 Haziran 2008 (UTC)
Klonlandığını söylediğiniz tarih doğrudur fakat 7 Ekim 1960 olarak geçiyordu sanırım. Takabeg'in uyarısı ile düzeltilip 19 Ekim 1960 yaptım. 2 Yıl sonra İnönü'nün teklifiyle bu yasa kanundan kaldırıldı. Bunun için verdiğim linkte (şu anda 64 nolu dipnottur) 19 EKİM 1960 TARİHLİ VE 105 SAYILI KANUNUN KALDIRILMASI HAKKINDA KANUN yazmaktadır. iyi çalışmalar.--Boyalikus 07:01, 15 Haziran 2008 (UTC)
- İlgilendiğiniz için teşekkür ederim. Eninde sonunda Radikal'inki hatalıdır. Arada bir yaşanıyor. Yine sorunları bulduğunuzda yardımıcı olursanız sevineceğim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 07:07, 15 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Düzeltilmiş teşekkür ederim.--Yamşı 19:18, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] İç bağlar..
İç bağlantıları taslak dahi olsa girelim derim.. Özellikle Nisan olayları ve 55'ler gibi alt başlıkları...--Boyalikus 11:44, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Fact Şablonu...
Arkadaşlar öncelikle tartışma sayfalarında fact şablonu kullanmaktan kaçınmalıyız.. Madde içerisinde kullanılan şablonlu yerleri Takabeg yazmıştı, eminim kaynağı vardır. Bende inceleyeceğim, iyi çalışmalar..--Boyalikus 18:55, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- İlk tümcenizi anlamakta zorlandım açabilir misiniz? Bu sayfada bir yerlerde ben kullanmadım ancak neden koyduğum bilgisini verdim yalnızca maddenin girişine kaynaksız şablonu koymak için değil mevcut yazılı kısımlardan kaynağa gereksinim duyulan yerleri işaretlemek ve gözden kaçırıp unutmamak için olduğunu açıklmamıştım. Teşekkür ederim.--Yamşı 19:02, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
- Merhaba, bir referans daha ekledim, Ordunun heterojen ve karma yapıda olması 5'ler, 7'ler 14'ler diye ayrılmasıyla zaten anlaşılıyor ama madem istendi bunlar içinde kaynak koyalım.. İlk cümlemde fact şablonunu bu sayfada, yani tartışma sayfasında, kullanmayalım dedim, çünkü tartışma sayfası Kaynağı eksik maddeler kategorisine giriyor. Fact şablonunu sadece madde içerisinde kullanmak uygundur.--Boyalikus 19:20, 15 Haziran 2008 (UTC)
Anladım Mach isimli hizmetli arkadaşımızın bize resimler için verdiği örnek açıklamayı kastediyorsunuz. Teşekkür ederim.--Yamşı 19:24, 15 Haziran 2008 (UTC)
- Hayır Nihan'ın kastettiği şablonu ben koymuştum.Hatırlarsanız meşru gayrimeşru tartışmasında,şimdi şablonu maddeye taşıdım.Acayip unutkansınız yahu.--Yurekli74 21:32, 15 Haziran 2008 (UTC)
Ben bu sözünü ettiğiniz şablonu Mach'in yazısında gördüğüm için onu söylemiştim. Nihan'ın önerisine göre kaldırdığınıza göre o zaman bu sorunda sonuçlanmış durumda. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:31, 15 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Müzakere edilen tartışma başlıkları
Arkadaşlar ben yukarıda yer alan tartışma müzakerelerinde sonuçlanmış başlıkların bölüm sonlarına Sonuç durumu hakkında ek son durum açıklamaları yaptım. Lütfen benzer konulara tekrar girmeden değişik konularda müzakereler açalım ve adım adım maddeyi güzelleştirmeye devam edelim. Hamiş: Ben uyumaya gidiyorum sabah iş var yarın akşama kadar rahatsınız :))) Herkese iyi geceler ve iyi çalışmalar. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:44, 15 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Ben ve diğer kullanıcılar uyuduktan sonra madde üzerinde çalışan bazı arkadaşlarımız yukarıda müzakerelerde açıkca tartışılıp sonuçlanmamış bölümlerde de emrivakiler yapmışlar. Lütfen bunu tekrarlamayalım. Bu madde üzerinde çalışan diğer bir kullanıcılara karşı en hafif deyimi ile saygısızlık ve hakarettir, eğer kendi istediğimiz gibi metin yazacak ve açacak isek burada olmanızın ve olmamızın bir anlamı ve gereği yoktur. Ben yaparım oldu bitti anlayışı çok sığ ve yavan; internet üzerinde sürüyle ücretsiz alan var oralarda istediğiniz gibi sayfa açabilir madde yazabilir ve değişim yapabilir ve birey egonuzu keyiflendirecek çalışmalarda bulunabilirsiniz. Lütfen eşgüdüm ve eşuyuma özenelim ve dikkat edelim. Teşekkür ederim. --Yamşı 22:58, 16 Haziran 2008 (UTC)
-
[değiştir] OYAK'ın kuruluşu ve Osmanlı altınları!!!
Bu bölüm maddede kesin yer alsın isteniyorsa şu Osmanlı Altınları konusu sağlam bir kaynaktan kaynakçalandırılmalıdır. Osmanlı altınları o tarihe kadar nasıl kalmış bu bana garip bir çelişki olarak geldi... Yeni kurulan cumhuriyet uzun yıllar boyunca Osmanlı bakiyesi borçları öderken dış devletlere başka yerde 50 bin altın 1960 yılına kadar saklı kalmış olabilir mi? Verilen kaynakça bir gazete yazısı bu tür konularda gazetelerde çok şehir efsanesi okuduğum için pek inandırıcı gelmedi. Kesin ve güvenilir bir kitap ve benzeri bir kaynak gerekir bu bilgi için. Eğer gerçekse bende öğrenmiş olurum ama güvenilir bir kaynaktan kaynakça verilsin ya da Osmanlı Altınları konusu yazıdan çıkarılsın düşüncesindeyim. Teşekkür ederim--Yamşı 17:42, 16 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Silahlı Kuvvetler Birliği
SKB, MBK tarafından Washington'a atanan İrfan Tansel'in bindiği uçağı yanlı jetler ile havada geri çevirerek Hava Kuvvetleri Komutanlığına tekrar getirilmesini sağlayacak kadar güçlenmiştir.
Yukarıya taşıdığım tümce üzerinde oynama yapıp anlamını bozmaktansa yazan arkadaşımızın kendisinin ansiklopedik kılmasını önermeyi tercih ediyorum. Teşekkür ederim.--Yamşı 21:47, 16 Haziran 2008 (UTC)
- Ben yazmadım ama referans verdiğim kitapta şu şekilde geçiyor:
- Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İrfan Tansel yeni görev yeri olan Washington'a gitmek istemediğini hükümete ilginç bir şekilde ifade ediyordu:Jet uçaklarını başkent semalarında uçuruyor ve yerinde kalıyordu.! --Boyalikus 21:58, 16 Haziran 2008 (UTC)
Teşekkür ederim müdahil olmamakta haklıymışım. Kaynak ile bizde yer alan cümle birbirine çok zıt anlamlar yüklenmiş durumdalar... Kaynak kitabın ifadesine çelişki yaratmadan bu ifadeyi yeniden yazmayı deneyeceğim. Teşekkür ederim birebir ilgili tümceyi buraya aktarıp sürecin hızlanmasını sağladığınız için.--Yamşı 22:14, 16 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] 147'ler
http://egitim.aku.edu.tr/unireform3.ppt olarak şu anda 68. kaynakça dipnotu bende http 403 hatası veriyor bir başka arkadaşımız kontrol edebilir mi? O kadar çok bu kaynakça gerekli olmasa da çalışıp çalışmadığından emin olalım ya da mümkünse başka eş değerde bir kaynakça bulalım eğer diğer arkadaşlarda da dış bağlantı yine HTTP:403 hatası ve uyarısı verir ise. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:11, 16 Haziran 2008 (UTC)
-
- Ben eklemiştim. Farklı bir uzantıya sahip olduğundan her bilgisayarda açılmıyor. HTML sürümünü eklemek de doğru gelmedi. Olmazsa birşeyler düşünmek gerekecek tabi.--Xyzblood 22:14, 16 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Bende açılıyor bir sorun yok.. --Boyalikus 22:17, 16 Haziran 2008 (UTC)
-
Sonuç: Bende çalışmaması bu durumda normal ama link genel olarak sizde açılıyorsa sorun yok demektir. Benimki öznel bir durum olabilir ve kendimce bu durumu (HTTP:403) yok kabul ediyorum. Kaynakça korunsun ve kalsın teyit edildiğine göre. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:20, 16 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] 55'ler olayı
Konu işlenirken iki yerde 105 sayılı kanunun yürürlükten kaldırılış tarihi olarak birinde 1960 diğerinde 1962 tarihi verilmektedir. Burada bir yazım hatası mı vardır yoksa gerçekte aynı kanun iki kere değişik tarihlerde değişime mi uğratılmıştır netlenmelidir. Teşekkür ederim.--Yamşı 22:40, 16 Haziran 2008 (UTC)
Merhaba sanırım dikkat etmemişsiniz.. Yasa 19 Ekim 1960 yılında kabul ediliyor. Aynı yasa 1962 yılında kaldırılıyor. burada diyor ki:
- 19 EKİM 1960 TARİHLİ VE 105 SAYILI KANUNUN KALDIRILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası: 81
Kabul Tarihi: 18/10/1962
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 23/10/1962
Siz sanırım Kabul tarihini okuyup yasanın 1962 yılında yapıldığını düşündünüz. Fakat bu kanunun kaldırılmasının kabul tarihidir.--Boyalikus 23:12, 16 Haziran 2008 (UTC)
Sonuç: Zaten sorun yoktu:) Takabeg ileti 00:57, 17 Haziran 2008 (UTC)
Çıkmadan ve yatmadan son notumu bu konuya yazayım türkçeye vakıf bir arkadaş bu bölümü yeniden yazsın lütfen. Ya kampa alınmış olmaları yasaya göre değil ya da yasa kampa alınanları dağıtmak üzere çıkarılmış olmalı. Başlığı açmama neden olan hatam da zaten metinde kullanılan çarpık bir anlatım yüzünden oluşmuş. Diğer yandan Takabeg'in de dediği gibi bu yanılgımdan dolayı da zaten bir genel sorunda yok yalnızca türkçe anlatım tekniklerine göre elden geçerse benim gibi ilk okuyuşta yanlış algılamama neden olan mevcut hali başkalarınında başka anlamlarda yanlış algılamalarına neden olmaya devam edebilir. Herkese iyi çalışmalar ve hoşçakalın..--Yamşı
[değiştir] Siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesi
Siyasi partilerin kurulmasına izin verilmesi alt başlığına gerek var mıdır?--Boyalikus 00:00, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Darbe sonrası bölümünü yapılandırırken oldukça fazla alt başlık kullandık. Artık konuları alt başlıklarla bölmek yerine olabildiğince uygun altbaşlıkların altına yerleştirmeye gayret etmeliyiz. 15 Ekim Seçimleri ve Çankaya Protokolü alt başlığını daha genelleştirip sözünü ettiğiniz konuyu buraya alabiliriz.--Xyzblood 00:19, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Kurucu meclisi alt başlığı ile birleştirebilir belki. Gerç ikisini de hiç yazmadık:) Takabeg ileti 00:56, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Bu meseleyi kurucu meclis başlığından sorna alt başlık değil de cümle ekleyerek halledelim. Takabeg ileti 01:20, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Pek açıklayıcı olmadı. Hangi başlık altına nasıl bir cümle ekleyelim. Bir de kronolojik sıraya esneksiz bir biçimde riayet edeceksek çok fazla alt başlık çıkacaktır ortaya. Bu konuda da bir karar kılalım.--Xyzblood 01:24, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Bu meseleyi kurucu meclis başlığından sorna alt başlık değil de cümle ekleyerek halledelim. Takabeg ileti 01:20, 17 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] MBK listesi
MBK listesi yukarıya taşınmalı değil mi acaba? Takabeg ileti 01:21, 17 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Anayasa Mahkemesi
Anayasa Mahkemesi dışındaki dönemin ürünleri eklendi. Kalan cümle hiç anlamlı değildir. Yukarıda kurucu meclisten bahsediliyor, 1961 Anayasasından da. Diğer kurumlar gibi sadece 'bağlantı' olarak kalmalıdır. Şimdiki haliyle Küçük tarafsızlık ilkesi ihlali yaşanıyor. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 01:26, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Bu darbenin ürünleri için kanun ve kuruluş (işbaşı) tarihleri eklersek yeterlidir. Bence o maddeleri zenginleştirmemiz daha faydalı ve mantıklı. Takabeg ileti 01:35, 17 Haziran 2008 (UTC)
-
- Galiba Dönemin Ürünleri altbaşlığı altındaki anaysa mahkemesine ilişkin açıklamadan bahsediyorsunuz. Evet, açıklamayı Anayasa Mahkemesi maddesine bırakmak en doğrusu. Tarafsızlık ihlalini anlayamadım ama 61 anayasasının bağlantı olarak kalması sakıncalı gözükmüyor. --Xyzblood 01:37, 17 Haziran 2008 (UTC)
Bence Anayasa kalmalı küçük alt başlıkla.. Çünkü bazıları şu şekilde bahseder: "27 Mayıs Devrimi ve ölmez eseri 1961 Anayasası".. Değerlendirmeler başlığına alt başlık olarak taşınmalı derim.. Kronolojik sıra konusunda haklısınız.. Daha fazla alt başlık açmadan, varolanlara birkaç ekleme daha yaparak öylece bırakılmasını öneriyorum.. --Boyalikus 02:04, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Anayasa tabi ki kalmalıdır. Bu maddede abartılmaması gereken Anayasa Mahkemesidir. Teşekkür ederim. Takabeg ileti 02:42, 17 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Değerlendirmeler ve dönemin ürünleri
Bu iki başlığın birleştirilmesi gerekir sanki.. Ürünleri birer cümleyle ifade edebiliriz. Çünkü eklemek istediğim TRT'nin özerkliği, Üniversitelerin özerkliği gibi hala gündemde yer eden önemli konular var. --Boyalikus 02:08, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Aslında 1961 Anayasası'nın getirdiği daha birçok yenilik için(çoğulcu demokrasi, sosyal devlet ilkesi, vs.) bahsettiğiniz tarzda, genel bir başlığa ihtiyaç var.Değerlendirmeler ve Dönemin Ürünleri, 1961 Anayasası ve Getirdikleri şeklinde kapsayıcı başlıklar faydalı olacaktır.--Xyzblood 02:48, 17 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Şablonlar...
- Madde içerisinde yer alan şablonların,madde düzeni açısından en altta yer alması daha uygun değil mi? Viki'de maddeyle doğrudan ilgili şablonlar (Uyarı Şablonları hariç) en altta yer alırlar.--Yurekli74 10:37, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Sadece büyük olduğundan şablonlaştırdık. İsterlerse normal hale getirebiliriz. Bi deneyim. Takabeg ileti 10:45, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Şablonlar en altta duracak diye bir kuralımız yok.. Bence konu içerisinde kalmalılar..--Boyalikus 19:20, 17 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Fazlalıklar
- Birinci ve ikinci MBK hükümetleri ile Milli Birlik Komitesi üyelerinin tablo halinde bu başlıkta verilmesi fazla ayrıntı olmuş. Zaten bu tablolar ayrı başlıklar halinde vikipedide mevcutken burada tekrar gösterilmesi maddeyi fazla uzatmış. Bu tabloların başlıktan çıkarılmasını talep ediyorum. Halkçı 15:24, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Şimdi tablo tamamlanmamıştır. Madde de tamamlanmamıştır. Bilgileri doldursunlar sonra halledilecektir. Takabeg ileti 16:06, 17 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Taraflı şablonu
Maddeye taraflı şablonu koyuluyorsa yada düşünülüyorsa sebeplerini bir daha belirtmelidir. Daha önce belirtildi ama üzerinde epey değişiklik yapıldı.. Tek tek belirtilirse sevinirim.. iyi çalışmalar. --Boyalikus 21:15, 17 Haziran 2008 (UTC)
- Tamam şimdilik taraflı şablonu kaldıralım. Anladığım kadarıyla gerekçesi sadece 'Darbe' terimidir. Maddenin kendisi gayet tarafsızca yazılıyor. Takabeg ileti 03:23, 18 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] 27 Mayıs'ın nedenleri
27 Mayıs'ın nedenleri alt başlıklı bölüm çözüp uygun bölüme yerleştirmemiz gerekmez mi? Bence bu bölmün çoğu değerlerndirme bölümüne taşınmalıdır. Takabeg ileti 01:46, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Nedenlerin bir kısmı olduktan sonraki değerlendirmelerde ortaya atıldı ama yine de bence en başta şu anki şekliyle yer alması önemli. Zira ansiklopedik formatta sonuçta bir olayın iddia edilen nedenlerine diğer unsurlara oranla öncelik tanınır, yukarılarda kendi başına ele alınır. Bana şu anki formatı uygun gibi geliyor; belki başlık 27 Mayıs'a yol açan etkenler tarzı bir şeye dönüştürülebilir ama şimdiki gibi kalması iyi olur kanısındayım ^_^ Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 08:43, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Tamam şimdilik böyle kalsın. Bence okuyucularımızın CIA, MOSSAD v.s'e gitmeden önce temel bilgileri elde etmeleri daha faydalıdır. Sonra halledelim. Takabeg ileti 11:52, 19 Haziran 2008 (UTC)
- CIA, Mossad hususunda haklısınız... ama eğer okuyucu o nedenler kısmındaki birçok diğer önemli ve yaygın nedeni pas geçip de CIA, Mossad lafzına takılıyorsa diyecek ve yapacak pek bir şey yok ^_^ Belki nedenleri kısmını geliştirebilirsek o minik tümce bu kadar dikkat çekmez? Nedenleri belki süreç başlığının arkasına koyabiliriz ama daha aşağılara koymamız veya başka başlıklar altında bölüştürmemiz ilgili kısımdaki bilgilerin önemlerini yitirmesine yol açacaktır bunu da en azından ben şahsen istemem. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 14:12, 19 Haziran 2008 (UTC)
CIA ve MOSSAD hakkında, özellikle CIA hakkında, birçok rapor bulunmakta.. Hatta Darbenin asıl sebebinin kaynağı olarak gösterilmekte bazı kaynaklarda.. Alparslan Türkeş'e gönderilmiş bir mektup olduğu bile iddialar arasında var.. O kısım geliştirilmeli bence çıkarılmasından öte..--Boyalikus 21:50, 19 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] İki satır atlanan yerler
Maddenin pek çok yerinde bir satır değil, iki satır boşluk bırakılmış. Başta yanlışlıkla yapıldığını düşünüp birkaç yerde değişiklik yaptım, sonra madde genelinde durumun böyle olduğunu farkettim. Belki bilerek, yazıları gruplamak için yapılmıştır diye yaptığım değişiklikleri geri aldım. Ama bence göze pek hoş görünen bir durum değil. Eğer bilerek yapılmamışsa, kopyala-yapıştır'dan kaynaklanıyorsa, çift satırlık boşluklar kaldırılsa daha iyi olur diye düşünüyorum.--Cfsenel 19:35, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Birde bu geliştir şablonu hoş olmadı. Çok büyük boşluklar oluşturuldu. Takabeg ileti 19:37, 19 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Satır sonlarına eklenen kaynak göster /fact şablonunda sorun var ondan dolayı öyle yapmak zorunda kalınmış olabilir. fact eklenince bir satır boşluğu yok edip kendi satırı ile birleştiriyor.--88.233.17.144 19:39, 19 Haziran 2008 (UTC)
-
{{başlık genişlet}} şablonu özet kutusunda yazılan neden ile kaldırıldı. madde bitince ve çalışma var şablonu kalkınca istenilen şablon isteyen tarafından eklensin ama şu anda süren bir çalışma var. Şu aşamada kaynak gerekecek yerlere fact koymak dışında müdahil olmak işi zorlaştırıcı etki yapabiliyor.--88.233.17.144 19:47, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Haklısınız, biri bir madde üzerinde, kafasında bir plan oluşturmuş çalışırken iş bitmeden müdahale edilmesi fayda yerine zarar verebiliyor. Bundan sonra değişiklik yapacak olursam, kendim yapmak yerine tartışma sayfasında belirtirim.
- Şablonları değiştirmemin nedeni, Vikipedi:Köy_çeşmesi/2008/Mayıs#.C5.9Eablonlar.C4.B1n_standartizasyonu başlığında, uyarı şablonlarının Şablon:Başlık genişlet şablonuna benzer şekilde standartlaştırılmasının kabul edilmiş olması. Bu yüzden, İngilizce'den çevirdiğim, başlıktaki standartlaştırılmış uyarı şablonlarına benzeyen şablonu, benzer görevdeki diğer şablonun yerine yerleştirdim. Diğer şablonun kullanılması tabi sizin tercihiniz, zira dediğim başlıkta kesin bir karar alınmış olduğunu sanmıyorum.
- Bahsettiğim iki satırlık boşluklar ise, örneğin 27_Mayıs_Darbesi#Harek.C3.A2t'ta olduğu gibi, paragrafları konularına göre ayırmış gibi görünen aralıklar. Buralarda herhangi bir kaynak göster şablonuna rastlamadım.--Cfsenel 20:13, 19 Haziran 2008 (UTC)
Onlarda belki vardı silinmiş olabilir ama yukarıda dediğim gibi bu bir yaklaşım. Ancak fact kullanılınca sonuna nokta konulmadığında alt satırı kendi sonuna eklemektedir. Sizin koyduğunuz şablonu kaldıran benim sayfada kocaman bir boşluk vermişti. Kaldırma nedenim şablona karşı olmak değil sayfayı aşağıya doğru kocaman bir boşluk yaratarak itmesiydi. Sonrada Takabeg başka bir taslak şablonu eklemiş. Dediğiniz türden gereksiz çift boşluklar varsa lütfen gereken vikipedist müdahelesini yapınız. Kolaylıklar.--88.233.17.144 20:26, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Ekranlarımızın farklı olmasından mı kaynaklarıyor acaba? Tam olarak anlayamadım. Takabeg ileti 20:30, 19 Haziran 2008 (UTC)
-
- Evet, muhtemelen ekranların farklı olmasından dolayı sizde boşluk oluşmuş. Benim ekranım geniş ekran, şablon bende sorunsuz görünüyordu. Ama pencereyi, 5:4 ekranlara benzeyecek şekilde daralttığımda dediğiniz gibi boşluklar oluşuyormuş, şimdi farkettim. Geniş ekran yaygın olmadığı için sizde nasıl göründüğü daha önemli tabi.--Cfsenel 20:55, 19 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] kaynaklar
Kötüye giden ekonomi, yüksek enflasyon, kamu çalışanlarına ödenen düşük maaşlar DP'ye karşı kitlesel hareketlerin oluşumuna neden olur.[kaynak belirtilmeli] Buraya kaynak belirttiğime neredeyse %90 eminim ama şimdi göremiyorum.. Kaynaklar beğenilmiyorsa belirtilsin, aksi halde maddenin geliştirilmesi zorlaşıyor. --Boyalikus 21:58, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Tarafsız olmadığı gerekçesiyle çıkarılmış: [16] Neden özette belirtilmiş, ama tabi tartışma sayfasına da yazılsa daha iyi olurdu.--Cfsenel 22:55, 19 Haziran 2008 (UTC)
Teşekkürler, kızılbayrak sitesi kalabilirdi, yanına tekrar fact eklenebilirdi.. Buraya belirtilirse iyi olur. Çünkü kaynak toplamak ve bunları biriktirmek ve depolamak ve çalışma stili yaratmak zor oluyor.. iyi çalışmalar..--Boyalikus 22:58, 19 Haziran 2008 (UTC)
Bu arada bu bir dergi.. Solculardan vermişim kaynağı sanırım bu sorun olmuş, sağcılardan birde akademiden bir araştırma sunarım 3 kaynak olur. Sorun değil. --Boyalikus 23:01, 19 Haziran 2008 (UTC)
- Özette belirttiğim için burada belirtmedim. Solculardan kaynak verilmesi hususu değil bu... ilgili makale tamamen taraflı. Oysa bizim kaynak seçerken şuna dikkat etmemiz gerekiyor: doğrulanabilir, güvenilir, tarafsız ve bağımsız. Evet, böyle kaynak bulmak zor olabilir. Ama hele de ilgili ifadedeki gibi çok önemli ekonomik tahlil de içeren bir iddiada bulunuyorsak oldukça taraflı olan bir siteyi/dergiyi kaynak olarak kullanamayız... belki sol düşünce dışındaki ekonomistlerce uygun görülmeyecek bu tip bir iddia cidden iyi kaynakçalandırılmalı. Belki ifadede oynayabiliriz? Örneğin şöyle denilebilir: "Sol kesimlere göre..." veya "Sol kesimler ... olduğuna iddia etmişlerdir". Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 12:40, 20 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Kırmızılar
Kırmızılar: Nusret Kirişcioğlu, Bahadır Dülger, Baha Akşit, Zeki Erataman yazabilirim ve en kısa zamanda açacağım. Başka? Bir de büyük ihtimalle açılmayacağı öngörülen kırmızıları çözelim. Takabeg ileti 15:53, 20 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] Dönemin bazı sonuçları
Aslında Dönemin ürünleri idi. Sina Akşin de kullanıyor kibabında. Ancak hoş görmeyen arkadaşlarımız var demek ki. Yine de bunlara 'Dönemin sonuçları' diyemeyiz. Abartmış oluyoruz. Başka kelime bulmaya çalışalım. Takabeg ileti 17:38, 20 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- Ürünleri lafı (hele hele de mecaz için kullanılan vurgu için ayırma işaretleriyle birlikte yani 'Ürünleri' şeklinde) ansiklopedik formatta olmuyor. Kişiler hoşlandıkları tanımlamaları kullanabilirler belirli olaylar, şeyler için... ama bizim böyle bir lüksümüz yok. Dönemin bazı sonuçları bana makul geliyor ama tabii ki daha güzel bir öneri çıkabilir, değiştirebiliriz ^_^ Kişisel olarak bu hususlardan bahsederken ben de ürünleri lafını tercih ediyorum ama ansiklopedik format açısından uygun gelmiyor; umarım anlatabilmişimdir. Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 08:42, 21 Haziran 2008 (UTC)
[değiştir] madde içindeki tablolar neden gizli
Bu bir bilgilendirme amaçlı ansiklopedi maddesi o nedenle genel navigasyon/yönlendirme şablon mantığından farklı olarak maddeye ve belkide vikipediye ilk kez gelen okur düşünülerek tasarımlar yapılmalıdır. Bu türden şablon tablolar açık ve her an görünür olması doğru ve işlevsel olup amaca hizmet eder. Bu nedenle kurul üyeleri, bakanlar vs. gibi listelerin tabloya dönüştürülmüş halleri gizle/göster butonlu şablon formatında değil açık ve net olarak her daim madde üzerinde görünür olması sağlanmalıdır. Saygılarımla.--85.102.137.100 04:29, 21 Haziran 2008 (UTC)
- Evet ilk kez gelen okurlarımızı düşünürsek düşünceniz haklıdır. Şimdilik fazla büyük olduğu için ve MBK'nınki ana maddede de bulunduğu için gizle/göster fonk.lu yaptık. Şahsen farketmiyorum da tekrar konuşabiliriz. Teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Takabeg ileti 04:41, 21 Haziran 2008 (UTC)
Vikipedi madde yazarları dışında bilinmeyen bir teknik ayrıntı bu konu o nedenle genel olarak navigasyon durumları dışında gizle/göster kodlarının madde bilgilendirim kısımlarında ilke olarak tercih edilmemesi daha amaca uygundur. Madde yazanların bile ilk 2-3 ayında vikipediyi kavrama zamanları olduğuda düşünülürse yeni gelen ve salt okurun durumunu anlamak kolay olabilir. Madde üzerinde çalışmalarınız bitince durumu gözden geçirmeniz ve değerlendirmede bulunmanız yararlı olabilir. Saygılarımla.--85.102.137.100 05:17, 21 Haziran 2008 (UTC)
- --85.102.137.100 'un görüşüne katılıyorum.--Hasan Sami 05:25, 21 Haziran 2008 (UTC)
- Merhabalar,
- İlgili gizle göster fonksiyonu Vikipedi'yi bilmekle kullanılabilen bir şey değil - bu siteye ulaşacak kadar internette gezinmeyi bilen herkes göster yazan bir bağlantıya tıklamayı bilir; bir bağlantının tıklandığında yeni bir sayfa açtığını veya farklı bir içeriğe götürdüğünü/içeriği getirdiğini bilir. O tablolar açılırsa madde gereğinden fazla büyük gözükeceği gibi, görsel açıdan da çirkin bir görüntü oluşacaktır. Gizli-göster fonksiyonunun sonuçlarının Vikipedi'yi bilmekle alâkası olmadığını tekrar vurgulamak isterim; üzerinde göster yazan bir bağlantıdan bahsediyoruz sonuçta... Teşekkürler, iyi çalışmalar... - - noumenon ʘ mesaj 08:38, 21 Haziran 2008 (UTC)
-
-
- Yorumunuz çok aydınlatıcı oldu ama kendinizle de bu arada çeliştiniz. Madem nette gezinen herkes herşeyi bilir o zaman vikipediye neden gereksinim duyulsun değil mi? Nasılsa herkes herşeyi biliyor değil mi? Sayfa büyük gözükmesi sorun değildir ama onun için başka teknik çözümler üretilebilir; örneğin o bölümlerin fontu küçültülebilir... Saygılarımla.--85.102.137.100 08:43, 21 Haziran 2008 (UTC)
-
- "Nette gezinen herkes her şeyi bilir" dedim mi? Hayır, demedim. Bunu nerden ve nasıl çıkardınız bunu da bilmiyorum zira sözlerim bunun uzağından dahi geçmiyor. Dediğim, Vikipedi'ye ulaşacak kadar internette gezinmeyi bilen kişilerin sayfalardaki bağlantıları yani linkleri örneğin URL'leri kullanmayı bildiği bu sebeple de bu tablodaki göster bağlantısına rahatlıkla tıklayabileceği, tıklamayı bildiği, tıklayınca bir şeyler açılacağını bildiği idi. O kısımdaki fontlar daha da küçültülürse o tablonun işlevselliği kalmaz çünkü kimse okuyamaz. - - noumenon ʘ mesaj 08:53, 21 Haziran 2008 (UTC)